DİYALOG MÜZESİ

OKŞAN SEVGİCAN İLE

401. DİYALOG: İDİL

Izmir State Symphony Orchestra/İzmir Devlet Senfoni Orkestrası'da çalıştı. Whippany, New Jersey'de yaşıyor.
Cuma: 20:28




"İdil" başlıklı bir diyaloga ne dersiniz?

İdil Abla tanıdığım en yürekli Cumhuriyet kadınıdır. Onu dinlerken hep ayaklarımın yerden kesildiğini hissederdim öğrenciliğimde. Ülkemizin yetiştirdiği en büyük sanatçılardan biri şüphesiz ama bu büyüklükte hiçbir zaman kaybolmamıştır.

Nasıl pamuk yüreklidir bilseniz... İnsana saygıyı en doğru şekliyle onda yaşarsınız. Önyargısız dünyaya açılan kocaman bir yelpâzesi vardır. Hayatına her çeşit insan biriktirmiştir. Bu da yüzüne baktığınızda gördüğünüz gülümsemesine yansır.

Cumhuriyet kadını tabirinizden ne anlamalıyız?


Ek: Feryal Cakir: Dün gece (26 Ocak) Ustalara Saygı projesinde İdil Biret vardı. Beşiktaş Belediyesi düzenlemisti. İdil Biret' in hayatıyla ilgili belgesel gösterimi ve sonrasında söyleşi oldu. Söyleşinin sonunda seyircilere sadece üç soru hakkı verildi.

Son soruyu sormak da bana kısmet oldu. Belgeselde "doktor olmak istediği ama ailesinin yönlendirmesiyle piyanist olduğu" belirtilmisti. Ben de "bunun gerçek olup olmadığını canlı olarak öğrenmek istediğimi" söyledim. Ve "piyanist hayatınızda mutlu yaşadınız mı, bir daha dünyaya gelseniz yine piyanist olmak istermiydiniz" diye sorular sordum. O da gayet içtenlikle "doktor olmak isterdim, ailemin yönlendirmesiyle piyanist oldum fakat demekki yetenegimde varmış" dedi.

Güzel bir geceydi. Sonunda piyano çalacağını ümit etmiştim ama -meğer Ustalara Saygı programlarında sanatçılar çalmazmış. Yine de benim için unutulmayacak güzel bir geceydi.

Bunları sizinle paylaşmak istedim.

Oksan Sevgican
Bir tanedir İdil Biret.. Onu tanınıyıp onunla çalışma imkanız yaşamak onur verici...

--------- O -----------

Dün karşınızda gördüğünüz İdil Biret kılığı - kıyafetiyle, Türkçe konuşmasıyla, kadın olarak, özgür iradesiyle mesleğini şu anda özgürce yapabiliyorsa bunu Atatürk'ümüze borçlu olduğunu bilen ve ilkelerinden ayrılmayan bir sanatçıdır.

Kendinizden ve sanatınızdan bahsetmek ister misiniz?


İdil Abla'nın ardından kendimi ifade etmek zor geldi

Çok teşekkür ederim sanata ve sanatçıya güzel - yürekten bakışlarınız için.

İzmir Devlet Konservatuarı, Kompozisyon Bölümü, Nota Yazım Basım Dalı mezunuyum. İzmir Devlet Senfoni Orkestrası'nda program yapımcısı olarak uzun yıllar çalıştım. Bir yıl İtalya' da Ricordi Müzik Akademisi' nde araştırmacı olarak görev yaptım. Bu esnada hem yurtiçi hem yurtdışında çok değerli sanatçılarla tanışıp onlarla çalışma imkanı buldum.

On dokuz yıldır Amerika' dayım. Şu an burada müzik terapist olarak çalışıyorum. Özel eğitim gerektiren çocuklar ve alzheimer hastaları ile... İki ayrı jenerasyon arasındaki uzun gibi görünen ama kısa olan hayat çizgisini arşınlıyorum anlayacağınız. Bana getirisi ise insanların kalbine dokunabiliyorum ve onların yüzüne gülümseme kondurabilmenin verdiği haz tarif edilemez.

Ricordi Müzik Akademisi' ndeki tecrübelerinizden bahseder misiniz, birazcık?

Hayatımın en önemli tecrübesiydi. Müziğin dünyaya açılan bir pencere olduğunu orada öğrendim. Yaşadığınız ülkenin dilini bilmeseniz de müzik yoldaşınız oluyor, size kendinizi ifade etmenizde. Nota yazımının önemi, baskı teknikleri ve elle nota yazmayı, bir partisyonu diğer müzik aletlerinin notasını ayrıştırmanın inceliklerini izleyip öğrendim. Müziğin uluslararası olduğunu özümsüyorsunuz ayrıntılarıyla.

"New Jersey ve sanat" desem bize neler anlatırsınız?

New York'un hazzını vermese de dolu dolu sanatı yaşayabiliyorsunuz burada da... Her an, her yerde bir sanat faaliyeti var, düzenli ve organize... Bir yıl öncesinden bir konser salonunun içeriğini görebiliyorsunuz. Çok uluslu olduğu için alternatifiniz de çok.

Senfoni orkestraları, opera, bale, tiyatrolar hep özel sektörde yani DT diye bir şey yok o yüzden bilet fiyatları yüksek.  Tek sevmediğim konser salonlarında yiyecek satılması. Pavorotti dinlerken popcorn' ve hotdog' yediklerine şahit olmuştum ve şok geçirmiştim

Orada izlediğiniz Türk sanatçılar kimler oldu?

İdil Biret, Suna Kan, Fazil Say, bir kaç gençlik orkestrası, Mesut İktu... ilk aklıma gelenler.

Türk toplumunun New Jersey özelinde Amerika' daki faaliyetlerinden bahsetmek ister misiniz?


New Jersey' de yaşayan Türk kesiminin eğitim düzeyi CA (Kaliforniya) gibi yüksek değil, malesef. Daha çok hasbelkader gelmiş kişiler çoğunlukta. New Jersey' nin bir kesimi sanki küçük Türkiye, Çin restorantına  "helal meat" yazdıracak kadar...

Eğitimli azınlık ise çalışma yoğunluğundan sıyrılıp vakit buldukça biraraya gelebilme çabasında. Türk Kültürü' nden uzaklaşmak yerine yüzeysel de olsa sürdürme çabasındalar, bayramdı - seyrandı v.s.

Amatör tiyatrolar kuruluyor, küçük konserler veriliyor... hepimiz bir ucundan tutmaya çalışıyoruz. Burada doğmuş çocuklarımıza Türkçe dersleri veriliyor. Ben, Amerikan çocuklarına Türk Folklörü  öğretiyorum.

Türk Dili ile ilgili çalışmalar ayrı ilgimi çeker ve toplumdaki (Türk Toplumu) sanat fikri ne düzeydir?








Dogu Yakası üzerine konuşursak buradaki Türk Toplumunun zaman ayrımı çok çok az ve kalitesiz. Batı Yakası daha düzeyli, sanata bakış açısından. Burada biraz ülkemden uzakta eğlence arayışına "sanat" adı da verilebiliyor. "Kendimi geliştireyim", "dünyaya bakışım değişsin", "yargılama güdüsünü aşmış olurum" gibi düşünceler kısıtlı, malesef.

Daha çok eğitim düzeyi yüksek olanlar -buraya beyin göçü yapmış kesim, sanata daha açık. Sanat adına bir şeyler yapma çabasında olanlar da onlar...




Ayaklarınızı titreten İdil Biret derslerine geri dönecek olursak, bir iki anı rica edebilir miyim?

İdil Biret'i ilk izlediğimde konservatuar ikinci sınıf öğrencisiydim ve bende annemin zoruyla konservatuara giren bir öğrenciydim. Haylim avukat olmaktı. O konserde İdil Abla'nın hikayesini duymuştum, doktor olmak istiyormuş ama benim o an gördüğüm, dizlerimin bağını çözen piyanist hayallerimin bile ötesindeydi.

O gün okuluma devam etmeye ve sevmeye karar vermiştim, hiç unutmam.

Yaptığınız işi sevmiyorsanız mutsuz insan olmaya mahkumsunuz. Bizlere okulumuzu sevdiren insanlardan birisidir kendisi.

Son cümlelerinizle diyalogumuzu tamamlamak ve sizi daha fazla yormamak isterim. Ülkeden Amerika'ya selamlarımızla. Mutlu günlerinizin sonsuzluğu dileklerimizle

Ülkemde barış, huzur, özgür - güvenli bir ortam istiyorum, müzik kokan...

Yanıbaşınızda yeşil bir dal bulundurun, mutlaka bir kuş konup şarkılar söyleyecektir.

Teşekkür ediyorum.

Bir kamyon dolusu sevgiler...









 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol