DİYALOG MÜZESİ

MUSTAFA DENİZ ŞAHİN İLE

437. DİYALOG: ATTİLA




T.C. vatandaşlarının %78' inin kendini Doğulu kabul ettiğini biliyor muydunuz?

Eee tabi, Orta Asya'dan Anadolu'ya savaşarak geldik haliyle.

Kavram kargaşası...

1000 yıldır da ülke edindik ama bilgisinden emin olmadığım bir nokta var. Atatürk'ün söylemiş olduğu M.Ö. Anadolu'da yaşayan Etiler ve Sümerler uygarlığının, Orta Asya Türkleri arasında bir bağlantısı var mı?

Hmm, Türk Kültürünün farkını bilmeden bu sorulara yanıt verenlerin tümü nakledilenleri aktarıyorlar ve kesin bilgiye sahip değiller.

Soru şudur: "Madem ki bu denli geçmişi olan, yaygın, güçlü... bir kültürden bahsediyoruz, bu kültürü / kültürler yumağını günümüzde taşıyanlar kimlerdir?

Doğru cevaptan sonra derinlerine dalabiliriz...

Türk Kültürünün farkları

1. Türk Dili
2. Türk toplum yapısının üzerine oluştuğu temeller
Abi-Baba-Dede
Bacı-Ana-Nene yapısı.
3. Ziyafetler,
4. Saz,
5. Atalar kültü,
6. Suya, ateşe, toprağa, güneşe niyaz,
7. 10' luk sayı düzeni,
8. Aydinlanma fikri,
9. Göçebelik,
10. Diğerleriyle uyum...

Soru şudur: "Binlerce yıllık geçmişinden sonra bozup yıpratmadan günümüze getirdikleri nelerdir ve bunlar tarihi kayıtlarda nerelerde görülmüş / varolmuştur?

Farklı olması zorunlu..!


Günümüzde taşıyan ve Türk kültürünü yaşatan Aleviler diyebiliriz ki ben Alevi değilim, Müslümanlığı kabul eden Türkler ise kendi kültürüne yabancılaşmış ve ne yazık ki asimile olmuşlardır.

Moğol tehdidi doğduğunda yüzbin' e varan cadır sayıları ile 24 boyun mensupları grup grup Ege kıyılarına kadar yayıldılar fakat Anadolu' da öncü gruplar zaten yaşıyorlardı ve iletişim halindeydiler.

Attila' dan 500 yıl sonra.

Aleviler (yabancıların taktığı bir isimdir) günümüzde dünyanın en yaygın, örgütlü STK larını kurdular. Örneğin Londra Cem Evi' nin resmi kayıtlı üye sayısı 400 bin'i geçer. Malbourne yine aynı...

Yalnız İslamiyetin kabul edilmesiyle birlikte Türklüğün ve Orta Asya kültüründen uzaklaşan Türkler yayılmacı ve savaşçı bir şekilde Cihat'a yönelmişlerdir. Osmanlı imparatorluğu kurulduğunda ise tamamen yozlaşmış sınırlarında yaşayan farklı milletlerle kaynaşmış ve ortaya farklı ırklardan mozaik bir yapı meydana gelmiştir.

Türk töresinde "soyundan olmayana kız veren düşkündür" der (akraba evliliği değil) bu töreyi inanca dönüştürüp bozmadan günümüze getirenler de alevilerdir yani Türk soyunu korumuşlardır. (bu ırkçılık değil)...

Özünü ve Türk kültürünü yaşatmaya çalışan göçebe Türkler Arapların kendilerine dayattığı şeriat ve Cihat tehditinin farkına vardıklarında Araplarla kültürel ve sosyo-ekonomik işbirliği yapan müslüman Türklerden kaçanlar ise yüksek dağlara çıkmışlar ve Türk kültürünü ciddi bir şekilde yaşatmışlardır.

İnsanlık tarihinin ilk 10 KİŞİSİNE giren Attila tabii ki bir milattır çünkü Onun ölümünden sonra kilise - papalık tümüyle egemen olmuş ve ORTAÇAĞ başlamıştır.

Atilla' nın ölümüyle Orta Çağ karanlığına boğulan ve hristiyanların dini birliği olan Haçlılar Kudüs'te dinsel ziyaretlerini gerçekleştirmek için Arapların islam birliğini koruyan asimile Türklerle çok büyük savaşlara girmişlerdir. Yalnız Fransız devrimi ve sanayi devriminin gelişmesiyle birlikte kölelik Avrupa'da burjuva kesimde kaldırılmıştır.

Osmanlı devleti ise bilimde ve sanayide gelişemediği için devamlı güçlenen batıyla savaşlara girmiş ve devamlı küçülerek toprak kaybetmiştir, yalnız asker Mustafa Kemal Anadolu'nun durumunu bilip padişahtan müfettiş olarak Anadolu'yu işgal eden itilaf güçlerinin ve azınlıklarla olan çatışmanın azaltılması için çaresizce yardım etmek mecburiyetindeki padişah Atatürk göndermiştir. Atatürk medeniyetten yana olduğu için kendi insifiyatini kullanarak halkla görüşmeler yapmıştır tabiki bundan rahatsız olan itilaf devletleri görevini yapmadığını öne süren Atatürk'ü görevden almıştır.

Atatürk' ü anlayabilmek için aydınlanmanın ne olduğunu çok iyi bilip gelecek kurgularımızı ona göre yapmalıyız.

Ortaçağ' da insanlık tarihinin şüphesiz en karanlık dönemini yaşayan insanlık, nominalizm ve sekülerizmi zorlanarak da olsa keşfetti oysa bunlar Attila' nın asırlar önce bahsedip kabul ettiremediği KORKUSUZLUKTU.

Günümüzde ise laikliğin de maniple edilip yetersiz kaldığı görülüyor aydınlanma için, çünkü dinin içine ideoloji girdi bu defa dolayısıyla ideolojilerle de savaşıyor AYDINLANMA...


Atatürk'ün sözleri dillere destandır ki bir sözü var hiç unutmam Benim sözlerim ilerde bilimle ters düşerse bilimi tercih edin demiştir. Aydınlanma bilim sanat ve tarihle olur. Bu üç öğeden birini atlamak Türk medeniyeti için yanlış olacaktır. Her an değişmekte olan, bilimin ilerlemesi ve globalleşme ülkelerin birliğini savaşları engellemek için gereklidir. Savaşlar bir anlamda gelişmemiş ülkelerde halkların yok edilmesi, zenginlerin bedel ve vergileriyle ayakta kalması denektir. Gelişmiş sömürgeci ülkeler gelişmemiş ve az gelişmiş ülkelerde din ve ırka dayalı ayrıştırmalar yaparak savaşlar çıkarır ve doğal kaynaklarını sömürürler. Atatürk'te bunu bilerek ve uygarlık tarihini barışa ve sevgiye dayalı olduğunu bildiği için Yurtta sulh, dünyada sulh demiştir.

Her şeyi sömürücülerin üzerine atmak ciddi yanılgı olmakla birlikte ideolojik travmaların bir sonucu değil mi?

İnternet, bilgi, iletişim v.s. günümüz dünyasının en kolayı olmasına rağmen bu ülkede FETÖ bağlı ve hala sinsi komünizm savunan binlerce profesörümüz var.

Aydınlanma başka bir şey... Ruhunuz özgür olacak.

"Bağımsızlık karakterim ve yurda yayılması arzumdur" diyen bir öncü çok değerlidir.

Solcuların çok zararı olmasa da gerici yobazlar laikliğe, Ermeni ve Kürtler kendi ülkelerini kurmak Türkiye'yi bölmeye ve İslami ülkelerle kendi çıkarları için savaşan batılı Ülkelere ve bölgedeki azınlıkları taşeron diye kullanan ülkelerlere de dikkat etmek lazım.

Aynı. Farkeden bir şey yok. Bunlar günümüzde birbirinin türevidir.

İşte bu yüzden hem Atatürk'ümüzü hem Aydınlanmayı anlamak çok kolay ve de çok zordur. Önkoşul samimiyet ve insanlık.

"Biz kimsenin düşmanı değiliz sadece insanlığın düşmanlarının düşmanıyız"

Gazi Mustafa Kemal Atatürk

İşte bu söz kutsaldır.

Bu sözü çok iyi biliyorum abi iyi geceler çok güzel bir diyalog oldu çok keyif aldım teşekkür ederim.

Aydınlanma ile, Atatürk sevgimiz eksilmesin Attila' bağımız kopmasın. Onlar insanlık demek.

Atillayı bilinçli bir şekilde paylaşmış olduğumu belirtmek isterim, Eğitim iş ve Atatürkçü düşünce derneğine üye olduğumu bilmenizi isterim.

Şimdi soru: Türkler Doğulu mudur, Batılı mıdır?




Ateşin etrafında dönmek, fala ve büyüye inanmak, kadınlara ve kahraman savaşçılara değer vermek, aydınlık ve bilimden yana olan,barış için savaşan, özgürlüğünden taviz vermeyen ve neslini geçmişten güç alarak devam ettiren şanlı ve destan dolu bir o kadarsa yiğit ve başarılı bir insandır, Türk...

Haydi bir soru daha Bugün dünyayı yönettikleri söylenen Yahudiler, Türk töresinin hangi esaslarını almışlardır?

Eyy Türkçe konuşup yazan, kendinde misin


Osmanlı devleti ise bilimde ve sanayide İslamiyetin gerici yapısıylagelişemediği için devamlı güçlenen batıya özenmiş ve yaptığı ıslahatlarla ülkede var olan sorunlara yeterli çare bulamamıştır.

Yahudiler Atillanın dünyaya hakim olma özelliğini almıştır. Atilla için Tanrı'nın kırbacı lakabı da verilmiştir

Burada tanımamız ve öğrenip öğretmemiz gereken: Attila gücü olmasına rağmen neden geri çekildi, günümüzü ve geleceğimizi etkileyen stratejisi neydi, mirasını kime bıraktı, günümüze gülümseyerek bakıyor mu, dehası neydi?

Attila ve arkasında kardeşi Budin. Görülmeyen bu yüzde de Papa




Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, ayakta duran insanlar ve açık hava...

Günümüze gelen en büyük stratejisi adalettir. Onu geriye çeken ise insana ve canlıların özelliği olan ölümlü olması ve yaşlanmayla gelen yorgunluktur. Mirasını büyük olasılıkla oğluna bıraktı. Adını unuttum.

Attila çok genç yaşında, Mete' nin müjdesi "oğularımdan biri uzak illerden birinde başbuğ olup tüm kavimleri birleştirecek" öngörüsünü gerçekleştitip 13 büyük kavmi birleştirdi. İlk ve tek başbuğdur.

Zamanın kendisi için erken olduğunu, insanların korku içinde kaybolduklarını, o dönemde bu korkulardan kurtulamayacaklarını ve önemlisi din adamlarının (papa nezdinde) bu korkuları körüklediklerini farkedip geri döndü. "En az bin sene daha bu cendereden kurtulamayacaklarını söyleyip suç ortağı olmak istemediğini belirtti. Attila' nın İLL (aydınlık) INDAN etkilenen yüzlerce ekol çıktı bunlardan en bilineni illümünatidir. Kilisenin en çok korkup karşı propagandasını yaptığı bu ekolün üyelerinin tümü Yahudi idi.

Asıl, geri dönüp Göktürk imparatorluğunu kuranlar Türk töresine kurumsallık kazandıranlardır ve tümü Attila' nın öğrencileridir.

Öngörü şu: "Türk bozkırları uzay üstleriyle dolacak ve insanlık buradan evrene yayılacak"...

Atatürk' ümüz bunun üzerine: "İstikbal göklerdedir" der.

Aydınlanma ile...




İKİNCİ BÖLÜM: GÖK

Soru şu: "Doğa neden üretime zorlar?"

İnsan hayatını her anlamda kolaylaştırmak için, kendisi için üretir... Üretirken doğaya, hayvanlara ve canlılara büyük bir oranda zarar verir. Üretim sadece insan için değil evrensel anlamda dünya ve doğayla barışık olması için gereklidir. Üretim insan doğasında var olan ve diğer canlılardan ayıran en temel özelliğidir.

İnsan konuşabilen, düşünebilen, plan ve program yapabilen, iletişime geçebilen, kendi menfaatini ve yararını isteyen, farklı kültürlerden etkilenebilen komplike yani karmaşık bir varlıktır. Onun için üretim ve düşünce gücü onu hayvanlardan ayıran en büyük özelliğidir. İnsan en mükemmel bir varlıktır.

Yeme, içme, barınma, üreme ve çoğalma dışında düşünme, yaratma ve üretme becerisine sahiptir. Bilim ve teknoloji ise bunun tek yoludur. Çok eskilere gidersek ateşin ve tekerleğin bulunması insanoğluna yeme, içme ve tarımsal anlamda üretme gibi yiyeceğini pişirme ya da diğer kabilelerle savaşırken ateşi kullanması gibi pek çok şeyi öğretmiştir.


İnsanlık evrene yayılacak mı, bildiğiniz gibi Hawking "bu gezegeni bir an önce terketmenin yolunu bulsanız iyi edersiniz" diyor?

Kültür köklerimizdeki göçebelikle evrene yayılma uyumlu mudur?

"İnsan dünyanın bir parçasıdır" düşüncesi sıradan insanlar için uygundur fakat bilime ve akla inananlar için kirletilen ve sonu gelmekte olan dünyanın insanlar için yeni bir arayışta olan insanın diğer gezegenlerde yaşam alanı yaratması saçma değildir. Mars’ ta hayat olabilmesi için oraya insanlığı taşıyacak ülkelere gerekli parayı vermek biz sıradan insanlar için kolay değil.

Trilyon dolarlık bilim bütçeleri nasıl karşılanıyor sanıyordunuz!

İnsanın dolayısıyla doğanın bu muhteşem hareketlerine hayran olmamak mümkün değil. Amerika kıtasına doğru okyanusa açılan ahşap gemiler ne ile karşılaşacaklarını tahmin bile etmiyordu. Evren tarihinin daha çok başındayız. Bilim, evrenimiz gibi sonsuz sayıda evrenler olduğunu söylüyor...

İnsanoğlu tanımadığı bir yere gittiğinde alışma yani oryantasyon - uyum süreci yaşar fakat orayı da sanımca dünya gibi sonunu getirebilir. Bilim insanları Mars’ta yapay dünya yarattığında insanoğlu gerçek dünyayı özleyecektir eminim.

Türk kültüründe yayılmak nasıl varsa, insanoğlunda da üreteceği teknolojiyle evrene yayılmak bana göre doğrudur.


Sürekli gökyüzüne dikmişiz gözümüzü. Evrenin bir parçası olan insan, onu zihninde hedeflemişti zaten...

"İstiklal göklerdedir" sözü bana büyüüüük bir insanı hatırlatıyor.

Mucize gibi bir şey, düşünen evren insanın taa kendisi...

Bilim insanın istediğine ulaşabilmesi için tek araçtır.

O halde Attila' mızla bağlayalım

Günümüz Avrupa başkentlerinin hangine giderseniz gidin mutlaka bir Attila anıtı vardır çünkü Attila Avrupa uluslarının tümünün de babasıdır yani onların oluşumunu mayalamıştır. Son iki seferinden biri Balkan, diğeri Kafkas coğrafyası olacaktı. İşte günümüze kadar uluslaşamamış bu iki coğrafya Attila' mızın dehasının delilidir.Atalarımızın uzun - ileri görüşlülüğünü anlamayanlar onlara "Çılgın Türk" dedi oysa filozof "Aslında Hepimiz Türküz" diyor

"Bağımlılıklarınızdan kurtulduğunuzda GÖK size kapılarını açacaktır."

Attila


 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol