DİYALOG MÜZESİ

FİLİZ ŞENCAN İLE

151. DİYALOG
UYUMLU EVLİLİKLER


Günaydın! Diyaloglarımız ilginizi çekiyordur umarım?
 

İnanın ders yoğunluğundan bakamadım. Şimdi yine derse gireceğim. Oyun çalıştırıyorum. Çalışmadan sonra bakacağım. Teşekkürler.
 
Tiyatro, kadın, kadın oyunculuk, tiyatro eğitimi, aile ve sanat, sanatçı enerjisi... o kadar konu var ki?
İçinizdeki tiyatrodan başlayın dilerseniz?

Ayrıca heyacanlandım ve gurur duydum.
Tiyatro çoook uzun soluklu bir anlatımla ifade edebileceğim bir sanat. Ben 8-9 yaşlarında başladım diyebilirim. Etkinliklerde; babamdan, annemden izin alır hemen sahneye çıkar etkinlikte görev alırdım.
Sonra arkadaşlarla grup oluşturur müzikal oyunlar yapardım. Bu Faaliyetlerimi en çok canım annem desteklerdi. Ona çok teşekkür ederim.
 
Eğitiminizi nasıl sürdürdünüz?

Liseden sonra "Samsun Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı'na" başladım. Orayı bitirdikten sonra Özel tiyatrolarda görev aldım. Anadolu Ünüversitesi İktisat Fakültesini bitirdim.
 
Sanat ve kadın ile devam edelim lütfen, kadın duyarlığı- inceliği - nezaketi yansıtılabiliyor mu?

Genelde evet, yansıtılıyor. Bence kadınların sanat sayesinde daha özgürce kendilerini ifade ettiklerini düşünüyorum. Kadının olduğu her sanat alanında ayrı bir incelik vardır. Örneğin; Bale. Kuğla özleşen; Bale yapan Kadındır.

Aile ile sanat ilişkisine geçersek, her ikisini bir arada yürütmenin zorlukları nelerdir?

Kesinlikle zor. Ben evli ve çocuklu olarak bir yıldır çalışıyorum. İnanın ilk zamanlar çok zorlanıyordum. Çünkü evde ilgi bekleyen eşim, kızım, ev işleri ve sanatım için yapmak isteğim projeler. İşe başlamadan önce üç buçuk yıl kızımı büyüttüm. Sonra tiyatro sanatını nerelerde, nasıl yapabilirim onu araştırdım. Sonra işimi buldum.
 
Nasıl aşıyorsunuz bu tür sorunları?

Engeller hayatım boyunca çıktı. Her engeli aşmaya çalıştıkça kazanımlarım da oldu kaybettiklerim de. Sanat alanında engellerimden birini anlatayım:

Lütfen!

Konservatuara başlamadan önce bir tiyatro grubuyla tanışmıştım. Her akşam onların provasını izlemeye giderdim. Bir gün hoca beni yanına çağırdı: ''Sana bir rol vermek istiyorum'' dedi. Çok sevinmiştim. Rolüm "durakta bayılan kız rolüydü". Çok küçük bir rol idi. Olsun, çok mutlu olmuştum. Büyük gün gelmişti. Seyirciler salonu doldurmuştu ve bizler hazırdık. Ama Oyun durduruldu. Sebep dedik. Şöyle dediler; ''aranızda memur arkadaşlar var onlar Tiyatro oyununda oynayamazlar''. SENE 1997. İnanılmaz ama gerçek. Hepimiz şaşkın ve çok üzgündük.
Oyunumuz provalarla sınırlı kalmıştı. İçimdeki tiyatro sevgisi hiç sönmedi. kalktım konservatuara yazıldım. Sonrasınıda biliyorsunuz. Benim şansızlığım küçük bir şehirde oluşum oldu. Ama kızım çok şanslı. Çünkü Babası da Anneside sanatcı.

Eşinizin sanatı ile ilgili ilgi uyandı bende?

Eşim, DEVLET TİYATROLARI'NDA ŞEF... Sanatçılarla beraber turnelerde çok iyi bir eleştirmendir. En büyük desteğimdir.

Ne mutlu size, sanatçı bir ailesiniz. İlgili gençlerin sanatta ilerlemek için sanatçı evliliklerini önerir misiniz, sanat dışı bir ilişki de mümkün müdür bu bağlamda?

Teşekkür ederim. Evet öneririm. Şöyle ki; birbirlerini daha iyi anlarlar. Eşim bana ilk zamanlarda; ''Ne gerek var çalışmana evde Tiyatro Oyunu yaz''dedi. Ama bana yetmiyeceğini anlatınca anladı ve ortak kararla çalışmalara başladım. Tabi ki; sanat dışı bir ilişkide mümkün. En temeline inersek; birbirini iyi dinleyen ve anlayan, empati kurabilen, diyaloglu bireyler olmasıdır.
 
Çevrenizden örneklerle (isim vermeden tabii ) bu konuyu genişletebilir miyiz?

Evet örnek verebilirim. Öğrencilerimin ailelerine baktığımda: Sanatla uğraşan ve onu meslek edinmiş aileler olduğu gibi sanatı sadece uzaktan takip eden aileler de var. Fakat her iki grup ailede ortak nokta; çocuklarının isteklerini dinliyor ve anlıyorlar. Gelip bana şöyle diyorlar: '' Hoca Hanım, çocuğum tiyatro dersine gelmeyi çok istiyor.''
 
Tamamladınız zaten, teşekkür ediyorum. Kolaylıklar dileklerimle.

İKİNCİ BÖLÜM: PİC VE DALİ

Bu akşam yine çok farklı bir soru soralım dedik, "sizce sanat eseri nedir?"

Herkezde bir bakış açısı ve duygu, bazen de hayranlık uyandıran eserlerdir. Bazı sanat eserleri akımlarda yaratabilir. Aslında bu akımı oluşturan sanatçıların bilim insanı gibi icat edilmiş bir buluş değerinde olduğunu düşünüyorum.

Özel izlediğiniz akımlar hangileridir?

KÜBİZM

Picassonun dehası nerede gizlidir sizce?

SÜRREALİZM

O halde Dali'nin dehası nerede gizlidir diye bir diğer sorum gelsin?

Kendimi sınavda hissettim.

Genişletirseniz diyalog olarak yayınlayacağım...

Şu an ben ziyaretteyim ama picasso "değişkenliğinde" ve hayattaki her türlü duruşundan kaynaklandığını düşünüyorum eserlerinin. Bence insanın karmaşıklığını bazen de duruluğunu kendi eserlerinde, ustaca geçişlerini sağlayarak tabloya aktarmış. Bilinç altının sorgusuzca rüyalarımızda karelendiği gibi ve bunu çok kısa bir sürede yapabildiği gibi.... Sanatçı Picasso' da dünyadaki her konuyu objeyi tablolarında resmetmiş. Değişkenlik yine kendisinde baş gösterebilmiş.

Ben aslında resim sanatına hep ilgi duydum ama tiyatro ve dramada yoğunlaştım. Mesela tiyatronun baştacı Stanislavski doğal oyunculuk kuramcısı üstadında dediği gibi: "Hayatta rol yapmaktansa onu hissetmek kendine iç aksiyonunda hazmetip dış aksiyonuna aktarabilmektir. Bunu sahnede bir oyunda yapabiliyorsan sen iyi bir oyuncusun". İşte, Picasso da hayattaki duruşunu, hayellerini, yapabildiklerini hazmetmiş hatta görmek istediğini içinden geldiği gibi değişkenliği ile aktarmış tuale. Bizlerse bir kağıda aktarırken yazılarımızı ve resimlerimizi insanlar beğenir mi takdir eder mi gibi.... Sınırlayıcı, işkence verici, ruhu öldüren yaptırımlara gebe kalıyoruz. Bu da -belkide yeni bir çok akımların oluşmasında engel teşkîl ediyor.

Bu arada Dali ise kusursuzlukta... Dali, her objenin nerde olması gerektiğini biliyor fakat hayal ettiği gibi resmetmesi muhteşem. Her şeyin havada durması.... Bunlar oları mükemmelliyetçi yapıyor. Salvador Dali ile Picasso' yu seviyorum.




 
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol