DİYALOG MÜZESİ

ZEYNEP KAVASOĞLU İLE




462. DİYALOG: DEĞİŞİM


Zeynep Kavasoğlu' ile diyalogdayız, sorularınızla katılabilirsiniz...
Sanat hakkındaki düşüncelerimi yazmak istedim: Sanat bilinmeyeni bilinir, görünmeyeni görünür hale getirmektir. Sanatta belli bir biçim olmadığı kesindir, sınırsızdır. Hiçbir sanat eseri deneylere dayanan inandırıcı bir birikim olmadan gerçekleştirilemez.
Bir sanatçı; birgün sokaktaki çakıl taşı olacak, diğer gün uçan bir kuş yada bir başka gün toplumsal hafızamızdaki olaylar, bazen  ekonomik, siyasi, ticari şeyler… Savaşlar, kavgalar, hüzünler, aşklar. O kadar çok yük edinecek ki onların ağırlığında mücadele de edilecek. Yapacağı çalışmalar ayakta kalmasını sağlayacak, yaşamla arasında bağ kuracak tek güç kaynağı olacaktır.
Modelden desen çok çalışırım. Dışavurumculuk kaynaklı figürü yorumlarım. Resimlerimi soyutlamaya çalışıyorum. Yağlıboya, akrilik, suluboya, lavi çalışmalarım devam etmektedir.


Boyalarımı özgürce kullanır, spatula yada  fırçalarımdaki izlerin hareketli olmasını sağlarım. Kübik ve nü çalışmalar yaparım. Farklı teknikleri birleştirmek isterim. Fotoğraflardan faydalanırım.

Resim sanatına 48 yaşında başladım. Ömrüm yettiģince boya ile birlikte yaşayacağım.
--Renk fikrinizi merak ederim; çalışmalarınızda görülen gerçeğin çizgi ile ifade edildiği doğru mu yoksa çizginin ötesinde renklerin dünyasını aramalı mıyız?
Bir desen veya kompozisyonu başarıyla çizmek gereği doğru olup, boyasal serüven sürecini bilmek anlamına gelmemektedir. .
Çizgisel desen ile boyama durumu farklı işlemlerdir ve bir önceki biçim bir sonrakinin tahribiyle oluşur. Dikkat edilirse çizgilerimizdeki ön tasarımın ortadan kaldırmak  zorunda olduğunu işaret eder renklerle boyamak...
Renklerle girdiğim bilinmezlik süreci bana heyecan katar. Deneyerek renklerin uyumunu, göze hoş gelmesini sağlarım. Sonuçtan mutlu olurum.

Renklerin dünyasını mutlaka aramalıyız.
--Çizginin içini doldurmak yerine sadece renk kullanılarak resim yapılamaz mı?
Elbette sadece renk kullanarak, plastik sanat çerçevesinde resim yapılır. Boyalarla da çizgisel çalışılır. Mutlaka ressamın deseni  güçlü olmalı.
Şaban Tuncer : Üslup hep aynı TEMAYI evire çevire yapmak mıdır?
Sanatçının tarzı - üslubu, kendine haslığı çalışmalara bakıldığı zaman aynı renk kombinasyonları, aynı çizimler… aynı olursa kişiyi kısır döngü içine düşürürler.
Bu tıpkı zamanından önce koparılmış meyvenin karpitlerle tatlandıralım derken tatsız hale getirilmesi gibidir.
Farklı çalışmalar yapılmalı.


Görülen resimlerde çizgi ve figürü nereye koyarsınız?






Resimlerdeki biçimlemelerin hiçbir şekilde önceden belirlenemeyeceğidir...

Bu nedenle resimsel öğelerin, gerçek biçimlerinin ve yerlerinin ancak işlemler süreci sonunda belirlenmektedir. Renklerle ritmli değişken dikey, yatay çizgiler huzur verir göze hoş gelmektedir.
Figürler deforme edilerek fotoğrafik görüntüden uzaklaşarak yapılan soyutlamaya gećişi ile abstre resimler göze hoş gelmektedir.
Plastik değerler bulunmaktadır.


Sizin üretimlerinizden, sizi tanıyabileceğimiz bir kaç örnek paylaşır mısınız?






--Sanatçı yaşamına değinecek olursak; güncel yaşam, sergi ve organizasyonlar, atölye ortamları ve aile yaşantınızdan bahsetmek ister misiniz?

Kısaca yaşamımdan bahsetmek isterim: 1964 yılında Hatay Antakya' da doğdum. 1986 yılında evlenip Tarsus da yaşamaya başladık.  Eşim veteriner hekim. Yıllar sonra küçük kızım psikolog, büyük kızım diyetisyen ve eşi makine mühendisi oldu.

Yaşamımda üniversiteli meslek edinmiş kişileri gördükçe hep eksik yanımı hissetmişimdir. Neden bir mesleģim yok diye. Yıllarca arayış içinde el sanatlarından dikiş, mefruşat, takı tasarım, iğne oyası ve ahşap boyama kurslarına katıldım. Verimli işler yaptım.
Kırk sekiz yaşımda resim eğitimimde kendimi buldum. Şaban Daşçı Plastik Sanat Atölyesi' nde eğitimci - ressam Şaban Daşçı hocamdan, 2011 -2014 yıllarında karşılıksız plastik sanat eğitimi aldım.  Hocama minnettarım.
Atölyede arkadaşlarımla modelden çalışmalar yapmak zevkli bir eğitimdi. Modelimiz Betül Şimşek, özveri ile karşılıksız modellik yapıyor ona çok borçlu olduğumu hissediyorum. Buradan teşekkür etmek istiyorum.
Atölye çalıştayları, çalışmalarımızda birbirimize olumlu eleştirilerle destek sağlıyor, verimli çalışmalarımıza neden oluyordu.


Hayatım anlam kazanmaya başladı. Sergilere katılım, müzik, tiyatro, fotoğraf derneklerin kültürel etkinliklerine katılmaya başladım.
Güncel yaşamım 48 yıl öncesine göre çok değişti, olumlu bir değişimi... Güzel dostluklar edindim.
İstanbul Sarıyer Derneğinde eğitimci ressam Muhip Süeltürk 'ün atölyesinde soyut sanat eğitimi aldım. Hayata bakış açım değişti. Muhip hocamın Mardin Göçebe tuvaller çalıştayına ve sergilerine katıldım.
İki hocamada minnettarım. Buradan sevgilerimi gönderiyorum.
Daha önceleri özgüvenim yoktu. Yaptığım çalışmalarla özgüven kazandım. "Demek ki ben de işe yarıyorum, iyi bir ressam olmaya çalışıyorum" dedim, kendi kendime.  Yıllar geçsede her insan isterse hayal ettiklerine kavuşabilir, yeterki istesin ve çok çalışsın.



--Mesleksizlik vurgunuz (üniversite mezunu bir meslekli olmayı isterdim) okuyucularımızda bir çeşit kalp titremesine neden olmuş. Bir kadın sanatçı olarak, kazandığınız özgüven ile özelde resim sanatına genelde sanata ilgi duyan fakat imkanı olmayanlara neler önerirsiniz?


Sanata ilgi duyan önce kendileri gerçekten istek duymalı. Şaban Daşçı hocam gibi idealist, karşılıksız plastik sanat eğitimi veren eğitimci bulmalı ki benim gibi şanslı olsun.


Keşke burada bazı insanlar kıymetini bilseler. Hadi diyelim bulamadılar, imkanı olmayanlar sanat kitapları okuyup bol bol canlı modelden eskiz yapmaları ve yaptıkları desenleri uzman kişilere gösterip önerilerini uygulaması gerekiyor ki desenleri güçlü olsun.

Desen çalışma boyayı güçlendirdiģi bir gerçektir.


Genel olarak; (ArtCRİTİCS) sponsorluğunda Diyalog Sanat' a başladığımızda biz de bahsini ettiğiniz resmi mesleksizler arasına giriyorduk.
İlk denemelerimizde kendiliğinden oluşmuş şiirlerimizi yayınladık. Öyle bir alan kullanmalıydık ki sıradan okuma - yazma bilen herkesin kolaylıkla yapabileceği bir sistem olmalıydı. Bütün yeniler gibi başlangıçta anlaşılmadı. Anlaşılması süreci  bi beş senemizi aldı.
Daha sonra yazı merkezinde sanat eserlerimizi sanal dernek sitemizle destekleyip online kurs açtık. Kurslarımız tam on sene sürdü. Kurs faaliyetlerimizi tamamladıktan sonra kritik yapma açığını keşfedip o alanı doldurmak istedik. En zorlandığımız çalışma bu aşamaydı. Kurslardan yüz binlerce öğrenci mezun etmemize rağmen eleştiri konusu bizde bir tabuydu ve kimse burnundan kıl aldırmıyordu.
Uluslararasına açıldık. Diğer STK' LARLA birlikte organizasyonlar gerçekleştirdik.
Geçen süreç sonunda 35 milyon bit'lik devasa databank barındıran bir siteye sahip olduk. Bu süreçte 20 binden fazla sanat insanıyla mesajlaştık. Bunlardan 462' si tamamlanıp seri oluşturdu.
Demem o ki içimizde sanat ışığı varsa mutlaka çıkacak bir yer bulur, hiçbir şeyi olmayanlar bile bir şeyler yapabilirler, yeter ki kendilerine güvensinler ve bıkıp usanmadan çalışsınlar...


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol