MİNE KAVALALI İLE
317. DİYALOG: HOLİSTİK PARANORMALPsikolojik Danışma ve Rehberlik ve Turizm'da çalışıyor. İstanbul'da yaşıyor.
Medya bombardımanına karşı ne önerirsiniz ve zihin sağlığınızı korumanın yöntemleri nelerdir?
Kişiye özel olabilir.Kişiden kisiye değişebilir ama genel yanıtımı soruyorsanız; medya bombardımanı karşısında çok seçimli olmanızı öneririm. Ve tabii öz farkındalık... Genel zihin sağlığını korumanın bir çok yöntemi var sevgili Cabbar. Ama sen bir sanatçısın. Hem çok duyarlısın hem de objektif bir bakış açın var. Ancak biraz sabit fikirli bir zihin yapın da var. Bundan sakınır, her şeye ve herkese enine boyuna geniş spektrumlu bakar ve olayları olduğu gibi görüp sindirdikten sonra yeniden bir durum değerlendirmesi yaparsan duygusal açıdan dengeni koruyabilirsin.
Sabit fikirlilik tutunabilmek için bünyenin geliştirdiği bir şey kanımca. Dışında çabalamayı severim ve deşelemekten özel zevk alırım. Bu yüzden arkadaşlıklarımın bozulduğu da oluyor malesef ama süreç takip edebildiğim kanısındayım.
Seçimini doğru yapmalısınız. Senin için ne doğru ve ne öncelikli. Ne senin içi daha önemli ve ne daha değerli. Bunlar hayatta doyum sağlaman için cevaplaman gereken ana sorular. Aslında sabit fikirle değil daha yumuşak bakış açılarıyla hayata bakmak hem daha stres azaltıcı hem de hayatı kolaylaştırıcı bir tutum. Hayata tutunmak gerekir diye düşünmek hep bir düşmana karşı savaşmak gibidir. Bence böyle bir tutum içinde olmamalıdır. Mutluluk ve başarı burdan gelmez çünkü...
Özellikle bugünlerde medya aracılıyla pompalanan "aman ha devletimizi sımsıkı sarılalım yoksa iç savaş çıkacaktı, bölünecektik, düşmanlarımız saldıracaktı..." gibi korkuların yayılarak toplumun bastırılması, hareket edemez hale getirilememesi zoruma gidiyor.
Neden insanımızın özgür hareket etmesine imkan tanınmaz?
Neden? Neden? Neden? Tüm hayatım boyunca bu soruyla boğuştum gençliğimde... Hayatın ne olduğunu öğrenmek zor Cabbar. Sen genç birisin. İdealist olman da güzel. Ama ideal bir ütopyadır. Ve insan kendi küçük dünyasında hayallerini gerçekleştirebildiği sürece o dünya büyür. Biliyorum istediğin ve aradığın cevap bu değildi. Ancak idealizm başlı başına oturup tartışılacak bi konu. Bu yüzden savaşlar çıkar, bu yüzden acılar katlanır. Bildiğim bir şey varsa idealist olmak insanı mutlu etmiyor. Hayatın içinde çırpınıp durmak istemiyor insan, öte yandan idealleri gerçekleştirmek hele bunu insanların hayrına yapmak istiyorsan önce gücünü iyi ayarlamalısın.
Bu arada insan öz farkındalık geliştirdikçe köle hayatından kurtulur ve cahil çoğunluk gibi gaza gelmez. Kendi ideallerini bul, onları gerçekleştirmek için de sabit fikirle boguş! Zaman kaybetme!
Kesinlikle idealist değilim hatta idealizme ciddi karşı çıkışlarım da vardır. Ben aydınlanmacı - sürekli küresel aydınlanmacı, üretim ekolünü takip eden bir bireyim. "Bağımsızlık karakterim ve arzum bunun yayılmasıdır" fikri beni coşturur. Aydınlanmadan anladığımda tüm insanlığın birlikte sürekli aydınlanmasıdır.
Burada tanımladığın net şey... idealist bir bakış açısı oluşturuyorsun ama farkında değil misin?
Tanımladığın - tarif ettiğin herkesi bağımsız ve aydın yapma fikri.
Ben zaten bir ekol olarak idealizmden söz etmiyorum.
Realite - İdealite tek boyutuyla bakarsanız öyle görünebilir fakat gelecek kurgularının bugünden oluşturulması gerçek değerdir bence. İdealizmden anladığım olmayan dünyayı oluşturmak, oysa aydınlanmada zaten var olanı kurgulamak... Hani %100 olmaz ama %90 olur aydınlanmada. İdealizm'de ise neredeyse hiçbiri olmaz / olamaz çünkü uçuk kaçık işlerle uğraşır.
Bir defa tüm insanlığın birlikte sürekli aydınlanmasi söz konusu olamaz çünkü herkes kendi aşamasını kendi boyut Bilinci kadar idrak edip gerçekleştirebilir.
İnsanlar (genel olarak) internet kullanabiliyorlar.
Bahsettiğim budur. Bundan 20 sene önce fikri varken bugün yaşanan gerçeğe dönüştü internet. O gün aydınlanmacı bir fikirdi. Yani Turan, Komün, İslam Devleti, Medinei Fazıla, Siyon v.s. uçuk kaçık değil olan gerçek.
Sen çok ekollerle konuşuyorsun akademik ve bilimsel ayraçlar kullanarak bakıyorsun dunyaya. Aynı dili konuşmuyoruz ki ben olaya daha evrensel/küresel açıdan bakıyorum.
İnternet ve aydınlanma argümanımı değerlendirir misiniz lütfen?
Değerlendiremem çünkü bunlar senin konuların ben bunlarla ilgili bir fikir yürütemiyorum. Sorduğun soruyu anlamadım. Daha açık anlatmalısın.
Neyse orası kalsın bence de. Genel olarak toplumumuzu değerlendirdiğinizde zihinsel işleyişlerinin zorlandığı hatta özellikle zorlandığı kanısına varabilir miyiz?
Nedir bu milletin suçu ve nasıl kurtulacaklar bu bombardımandan?
Bu benim sahamın dışında kalan, "küresel güçlerin güdümündeki zavallı siyaset anlayışı ve cahil coğunluğu nasıl faka bastırarak sahte darbelerle filan ülke ne hallere getirilir ile ilgili bir konu". Ben bu konuda sadece sınırlarını güçlü kılmakla mükellefim. Olayın dünyayı yönetmeye çalışan çıkar dünyasının işi olduğunu gören herkesin "hayatın bu şeytanın oyunu gerceği" karşısında gelişmişliği derecesinde aldığı bir karar olmalı. Ben sadece daha da kötü olabileceklere karşı çok daha yüksek frekanslı enerjilere tutunmayı seçiyorum. Kısaca sevgili Cabbar, insan hayatı seçimlerden ibaret. Neyi seçersen onu yaşarsın o yüzden seçimlerine dikkat et.
Ama seçimlerden sonra da seçim hakkı olmalı. Vazgeçmek, yeniden başlamak, bir daha denemek v.s.
Neden insanları kendilerine mahkum edelim ki?
Tamam kimse seçime mahkum değil tabii ki. Insan nasıl yaşamak istiyorsa onu seçebilmeli. Bunun için de karakterini iyi tanımalı. Farkındalığı yüksek olmalı.Sonra yanlış düşünmüş ve yapmışım dememek ve zaman kaybetmemek için...
Dışardan yardım hususunda fikriniz nedir, böylesi durumlarda bireye nasıl destek olunabilir?
Kişi önce kendi evrensel değerlerinden çok emin olmalı bir. İki, kendi değerlerinin yardım etmek istediği kişiyle özdeşleşip özdeşleşmediğini yeterince bilmeden ve o kişi gerçek bir yardım için istekli olmadan harekete geçmemelidir. Bu şu demek: "Bunu yapabilmek için insan sarrafi olman gerekir. Yardım meselesi, mesela deminki konuya dönecek olursak tam da idealist tutumdur.
İdealist değil de bilimsel verilerle hareket edersek?
Benim bilimselliğim kendi psikoterapi alanında sınırlı sevgili Cabbar. Ve şu ana kadar verdiğim yanıtlar bu bilimselligim sınırları içinde yer alıyor zaten
İnsan zihninin olgunlaşıp işlevselliğini kazanmasında günümüz bilim dünyasının bulup kabul ettiği gerçekler nelerdir YANİ bir insan general veya profesör olmasına rağmen nasıl olup da mistik hezeyanlara kapılabiliyor, nasıl kurtulacaklar veya bulaşmayacaklar?
Bu konuda ahkam kesecek durumda değilim hele şu anda uyku gözümden akarken.:)
Ama bazı düşünce ve fikirlerim var tabii daha metafizik düzeyde de ..Bu konuda sorular sorup cevap alabileceğiniz benim Pirim bir Yüksel Yazıcı var. 50, 60 kitap yazmış Dünya ve Dünya Ötesi hakkında.
Sen bizim grup üyemiz misin Cabbar? Psiko-Spirituel Atölyesi'ni beğenen arkadaslar grubunda var misin?
İstersen ona sor bu soruları çünkü kendisi gerçekten çok şeyi yukardan yüksek bilinç boyutunda görüyor ve degetlendirebiliyor.
Metafizik konulara hiç girmezsek daha iyi olur çünki Mehdilerle, cinlerle, perilerle uğraşmayı hiç ama hiç istemem
İnsanın anne karnından itibaren gelişen bir zihinsel gelişimi ve kendine has işletim sistemi var. Sinir sistemi ve uyarılar, beyindeki depolar v.s. yaralanmışlıklar, sağlıklı birey gelişimleri, tedaviler...
Baya bilim dalı .
Spirütüelite ile ilgili Eckart Toll filan okudum bir dönem fakat onların tümü de avuntu ve şartlandırma, yönlendirmelerle yoğun. Gerçek bilginin, kanıtlanabilir bilginin peşindeyim. Dışındakiler dünyayı kaosa sürükledi ve sürüklemeye de devam ediyor.
Tamam o zaman senin metafizik hakkındaki bilgin bundan ibaret ve defterinde böyle bir bilgi kirliliği varsa benim başka sözüm yok. Kısaca bu dialogu şöyle kapatalım istersen. Kanıtlanabilir bilgi peşinde olduğunu söylüyorsun. Fizik bulgulara ilgileniyorum diyorsun ama... unutma fizik metafizik olmadan varolamazdı.
Sana iyi geceler ve peşinde olduğun güzellikler için başarılar ve güç diliyorum Sevgili Cabbar.
Öyle olsun
"Tarih boyu yalvardıklarımızın hiç bir ama hiç bir çağrılarımıza yanıt vermediler"
S. Hawkings
Sevgi ile kalınız...
Sevgi kesin bilgidir.
Evet ben de sevgiyle birçok şeyin hatta herseyin hallolacagini düşünenlerdenim. Demin cevabını pek veremediğim sorunun bir yanıtı da bu. Sevgi ile her şey verilir ve her şey alınabilir. Sen de hep sevgiyle kal.
OK.
Noropati kuantoloji diye bir bilim var. Incelemeye değer. Bu arada
TRT Haber kanalında Doç. Dr. Sultan Tarlacı konuşuyor. Kontrol ve irade bölümü olan ön frontal beyni gelişmemiş bu kadar insan olmasaydı 15 Temmuz kandırmacası da olmazdı. Doğuştan gelen Y kromozom 882 kat daha suç işlemeye müsait. Beynin sol tarafı erkeklerde az gelişmiş olduğu icin tamamlayıcı bilgileri daha az. Bu şu demek hayata holistik( bütünsel) bakmıyor... (ERKEKLER)