DİYALOG MÜZESİ

SİNEM BAŞ İLE

370. DİYALOG: EDİTÖRYEL OKUMALAR

beyniniyonet.com'da Kurucusu - sahibi. İstanbul'da yaşıyor.

Tutan öngörüleriniz var mıdır?

Kendim için olmuyor. Neden?

Bugün bu soruyu sormak geldi içimden

Öngörü deyince. Bir dizi alternatif sunarsınız ve bir tanesi olur. Bu tutması anlamına mı gelir bilemiyorum ben fal bakıyorum sallamasyon. Tutmasa da sorun olmuyor

Olmaz öyle Bir öngörüde bulunmuş olmalısınız ve yıllar sonra aynen çıkmış olmalı.


DAHA SONRA

Sanatta mizah nedir, kültür köklerimizde mizahı nerelerde bulursunuz?


Fıkralarda ve halk öykülerinde. Nasrettin hoca mesela. Sanatta mizah; sınırı olmayan bir parkta koşan mutlu bir çocuk olmalı bence

Genel olarak diğer dallara katkısı nedir sanatı nasıl bütünleştirir?


Sanatın ne için yapıldığına bağlı. Mizahın üstü kapalı bir didaktikliği vardır. Tabi ki mizaha bağlı... Bu didaktik yapı eleştirel de olsa, olmasa da kültürleri en kolay paydada birleştirir: Gülümsemek/gülmek.

Eleştiriye katkısına gelecek olursak, sanatçılarımızın "burnundan kıl aldırmamalarına" ne gibi çözümler sunar mizah?

Sanatçı zaten tahammülsüzse mizahî yaklaşıma da aynı tahammülsüzlükle yaklaşacaktır. Mizah bir parça yüreklerini ısıtırsa ne mutlu onlara.

Tahammülsüzlüğün kaynağı nedir sizce?

Ne oldum delisi olmak

Biraz sanatseverden de kaynaklı. Ben sanatın acıdan doğduğuna inanıyorum. Sanatsever bunu bilmek zorunda değil elbette ama sanatçıyı eseriyle göklere çıkarmaktansa fiziksel yapısı vs ile övdüğü zaman işin kimyası karışıyor.

Yazdığım kitap övüldüğü zaman mutlu olurum. Geri kalan övgü utandırır beni...

Övülmek, beğenilmek elbetteki her insan gibi sanatçılarımızın da hakkıdır fakat "burnundan kıl aldırmayacak düzeyde" hassasiyet gösterip eleştiriye tahammülsüzlük göstermeleri sanatlarına da zarar vermiyor mu, örneğin sizin herhangi bir cümle kuruluşunuz veya genel kurgularınız eleştirilse (şurası şöyle olsaydı belki daha etkileyici olabilirdi, türünden) tepkileriniz nasıl olur, oluyor?

Tekrar o metne dönüyorum ve nerede hata yapmış olabilirim diye bakıyorum. Bu biraz da matematiksel bir şey çünkü... Okur, eşittirden sonraki değer. Doğru ifade edemediysem yazmanın ne anlamı var ki o cümleyi...

Beni üzen "kitabı bitiremedim ama.." diye başlayan cümleler. Yine de tahammülsüzlük doğru değil. Eleştirmenlerden olumsuz bir yanıt almadım henüz.

Ancak hikayemi okurken uyuyan dostlar gördüm Mizah burada başlıyor işte

İlginç "Hikayemi okurken uyuyan dostlar" başlıbaşına bir konu başlığı olabilir.

Evet, onda huzur duygusu yaratıyor demek ki

Kendinizden ve hikayelerinizden bahsedin bize lütfen...

Bunu kitaptan alıntıyla yapayım; "1973, Ankara doğumluyum. İlk kez Leman Dergisi'nde yazım yayımlandı. 1993 senesinde yayımlanan yazımın başlığı: "Neden Ben?" idi.

1993' senesinden itibaren çeşitli gazetelerde muhabirlik yapmaya ve öykü dergilerine hikayelerimi göndermeye devam ettim. Hacettepe Üniversitesi Kimya Bölümü mezunuyum.

"Kadınlar Hamamında Farklı Bir Gün", benim ilk kitabım. Şubat 2013'te yayımlandı. Evliyim, iki çocuğum var. İlk kitabımı aileme ithaf ettim. Öykülerim genellikle insan sıcaklığı, insan ilişkileri üzerinedir.

Bununla ilgili Bekir Coşkun'un yazısı şöyle bitiyordu: "Kadınlar Hamamında Farklı Bir Gün'ü görünce çok mutlu oldum. Şu anda elinizde tuttuğunuz kitabı zevkle okuyacağınıza eminim. Kendisini tebrik ederim."

Doğan Yurdakul da şöyle yazmıştı: "Geniş ve zengin bir hayal gücü, şaşırtıcı güzellikte benzetmeler, sürpriz finaller, kitaptan fırlayıp yanınıza gelen ve sizinle sohbete koyulan sıradan kişiler. Sinem'in öyküleri okuyucuyu bambaşka dünyalara götürüyor..."

Kitabımla ilgili Radikal Kitap'ta ve Aydınlık Sanat'ta övgü dolu sözler aldım.

Kutlarım öncelikle. Buradan referanslar konusuna geçmek isterim, arayış içinde misinizdir veya hitap ettiğiniz kesim ayrımı yapar mısınız?

Yok, hayır... Teşekkürler tebriğiniz için.

Bir referans aramam, buna neden gerek duyulmalı? İlk kitaptan sonra katıldığım bir söyleşide ikinci kitabı sordular. "Tek korkum, tribünlere yazmak" dedim. Oysa tribünlere yazayım, ne fark eder... Zaten okuyucular değil mi onlar! Ben de ikinci kitabı tamamladım.

Son okumalarını yapıyorum ve sonra bir yayınevi arayışına gireceğim.

Yine ilginç gelen bir durumdur bu, bana... Önce kitap yazıp daha sonra yayınevi arayışına gireceğinize iyi bir yayıneviyle sürekli sözleşme imzalayıp yazmayı neden beceremiyoruz, sorunlarımız nelerdir?

İlk kitabımda bunu yapmıştık ancak artık öykü kitabı yayımlamaktan vazgeçtikleri için sözleşmeyi feshettiler.

Yayınevleri de dosya görmek istiyor. Ben de isterim elbette, bir yayınevine bağlı olmak. Düşünsenize kendi ürününüzü satmaya çalışıyorsunuz ve genellikle olumsuz yanıtlar geliyor, şans tanınmıyor, satmıyor diye. Üzücü bir durum bu... ama elbet bulunur bir yer.

Siz ülkemizdeki yayınevlerini nasıl sıralar veya sınıflandırırsınız?

Burnundan kıl aldırmayanlar, deliler olarak iki sınıfa ayırırım. Delilere hep ihtiyaç var, onların cesareti bizi ayakta tutan...

Burnundan kıl aldırmayan yayınevleri, kendileri gibi yazarlarla çalışmaktan hoşnut.

Yazarın kendi kitabını satmaya çalışması sizce de tuhaf değil mi, neden yayınevleri bu tür işbölümlerini yapma becerisi gösterip "satış depertmanı" kurmazlar veya sisteminde bu tür ekler bulunmayan yayınevlerine yayınevi diyebilir miyiz?

Satış departmanı değil de "editöryel okumalarda" daha ılımlı olan yenilikçi yayınevleri açık yayınevleridir, diyebiliriz... diğerleri kapalı kutu.

Danışmanlarınız var mıdır veya ilgili süreçleri nasıl takip edersiniz?

Hayır, kimse yok. Sadece ben ve öykülerim

Süreçten kastınız nedir?

Yazı sanatının diğer sanatçılarını takip eder misiniz ve kurgularınızı oluştururken temel kriterleriniz nelerdir?

Takip ederim, sevdiğim yazarları okurum, yeni kitaplarını ve röportajlarını muhakkak takip ederim.

Kurguları oluştururken de okurun -duygu durumu, okurken ne hissedeceği benim için önemli...

Buraya kadar olan kısmı yayınlayacağım izninizle daha sonra gelen yanıtlarınızı da ekleyeceğim. Umarım sözleşmeli doğru düzgün bir yayınevi bulursunuz ... Sevgi ile...

Tabi ki memnuniyetle.

Umarım
 
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol