DİYALOG MÜZESİ

GÜÇLÜ KADIN





404. DİYALOG (DİYALOG TÜR İKİ, SAYI: 28)

Günümüz sanatı kadını neden öne çıkarır, güçlendirir? (ArtCRİTİCS)

Ayla Şeşan: Çünkü kadınlar toplum içinde eşit bir konumda değil. Oysa hayatın yarısıyız. Renkliyiz, pozitifiz, yaratıcıyız, kolektifiz...

Pozitif ayrımcılık için de kadınlar daha fazla yer almalı.

Akuande Art Kadın zaten güçlüdür, sadece gücünü kullanacağı yerin öncelik sırası farklıdır. Sanatın gücünü artıran yine kadındır aslında...

Sanat denilen o kelimenin hayatımızın güzel olan her noktasında vücut bulması kadının eseridir. Bunu tuvalle, heykelle sınırlandırmadan yeniden üretendir - yaratandır kadın. Eril dünya kadının yaratımlarının üstüne bir sanat inşaa eder aslında. Ataerkil düzenin yoz kültürüdür sanatın güce ihtiyaç duyması halbuki anaerkil düzende kadının elinden çıkan her şey sanat eseriydi. Lakin şimdi uyanan her kadın sanatı geçmişe doğru ileri taşıyacaktır. Bundan kasıt geriye doğru bir ilerleme, çağlar öncesinin ötesine geçmektir.

Eril düzen din kisvesi altında kadını derin dondurucuda bekletti, buzlarımız daha da çözüldükçe geçmişte kaldığımız noktadan ileriye doğru yaratmaya devam edeceğiz. Yeterki gücümüzün farkında olalım!

Şu an dünya üzerinde yaşayan kadınlar primitif halklar hariç Batısıyla Doğusunda aynı hegomanyanın esareti altındadır. Batı bile düşünüldüğü kadar kadına özgürlüğünü sunamamıştır -mış gibi  özgürmüş gibi, lanse edilmektedir kadın ve ben çok şanslıyım çünkü bi kere bunun farkındalığına sahip, bununla mücadele eden ve asla hayal aleminde yaşamadan o coğrafyayı yaratabilecek güçte olduğumu hisseden ve de ben kadın olmaktan önce insan olmayı seçerek zaten kendi iklimimi yaratmış biriyim.

Özgürlüğü Batı'nın sunacağını beklemek başlı başına hata, özgürlüğü yine kadın sağlayacaktır çünkü iş gücü ilkel toplumlarda her iki cinsin de varlığı sayesinde mümkündü. O yüzden kadın değerini kendisine de topluluğuna da kabul ettiriyordu. Bu yüzyılda da yine kadın iş gücüne ne kadar katılabilirse o kadar özgür olacak ve artık çocuklarını kız - erkek diye değil insan olarak yetiştirme yoluna girecektir. Ben inanıyorum ki kadınlar ne zaman tembellik etmeyi bırakıp, kendi değerini erilin tekeline bırakmamayı seçerse özgürlüğünü de yaratma imkanı bulacaktır.





Seher Eylül Şen: Evrenin dişil enerjiyle hareket etmesi sanata da yansımıştır. Kadın görsel, zihinsel algı olarak daha ön planda olmasından ötürü sanatta daha ön plana çıkıyor.

Sanatı genel anlamda kullandığınız için ancak bu şekilde fikrimi belirtebildim.

Nilgün Vural: Avrupa sanatında kadın figürü hep öne çıkmıştır. Kadın üretir, doğurur, güzeldir, zariftir, duygusaldır, kıvrımlar ondadır, ailenin ve toplumun baştacıdır, renklidir.

Günümüzde özgürlüktür kadın... başkaldırıdır, haksızlıklara önce o çığlık atar. Diğer yönüyle ezilendir, hakları kolayca gasbedilendir, zayıftır. Bazen attığı çığlıklar duyulmaz, sessizliğinde kaybolur.

Kadın bunların hepsidir. Yine de yaşamın sürekli baş kahramanıdır. Kadınsız sanat bu nedenlerden ötürü düşünülemez. Kadın hep anlatır bir şeyleri... Sanata çığlık olur kadın.

Aynur Yalçınkaya: Toplumu biçimlendiren, insanı öncelikle eğiten kadın, dünya nüfusunun yarısından fazlasını oluşturuyor. Yıllarca ikinci sınıf insan olarak görüldü, belki dünyanın pek çok coğrafyasında durum yine aynı. Bunca yok saymaya, aşağılamaya karşın kadın güçlendi. İç dünyası alabildiğine zengin. Ayrıntılarla uğraşmayı seviyor. Duygularını daha yoğun yaşıyor. Kendi değerini bilmeye, kendini geliştirmeye, hemen her alana al atmaya başladı. Hem iyi üretici hem iyi tüketici.

Sanatla da uğraşan kadın sanatın öznesi de nesnesi de olacak elbet.

Kadın iç dünyasıyla, toplumdaki yeriyle hep ilgi görecek.




Pelin Bayrak: Türkiye içinse bu soru çok yanlış... Batırmak ve yok etmek adına çalışılıyor.

Kadın sanatttır, sanatsa kadın... Estetik bir yaradılışı vardır. Mitolojik ve mistik bir bakış açısını doğurur. Sanat yaratıcılıksa kadın bunu en iyi şekilde sunandır.

M Berra Bülbül: Öncelikle "kadın bedeni" ni sanatla ilişkilendirmek istiyorum. Kadın bedeni çok estetik ve görsel beğeniye açık bir imgedir. Estetik olan bir imgenin sanat eseri içinde kullanılması o eseri de beğenilir kılmaktadır. Hoş, estetik bir görünüme sahip olmayan herhangi sey gerçek bir sanat eserine dahil olduğunda da izleyiciye estetik haz vermektedir.

Fakat kendisine güveni olmayan bir kimse, sırf estetik olduğu için kadın bedenini kullanarak bir çalışma yapıyorsa bu yaptığı profesyonel bir durum degildir. O bedenin arkasında anlatmak istediği şeyi, metaforu eserine gizleyebilir sanatçı veya izleyicinin yorumuna bırakabilir. Kadon imgesinin son zamanlarda "şiddet" karşısında duran bir anlatımla esere dahil olması kadını değerli göstermeyi amaçlarken aynı zamanda "siddet = kadın" algısını da doğurmaktadır. Bu sebeple kullanılmasını da doğru bulmamaktayım.

Sanatta kadının güçlendirilmesi, öne çıkarılması için yapılan projeler aynı zamanda kadını ezik gösteren bir olaydır. Cumhuriyet sonrası yapılan kadını her konuda güçlendirme, destekleme çalışmaları yerini bulurken günümüzde artık buna gerek olmamalıdır.

Kut Tuncay: İlk konunun sorusuna cevaben: "Evrensel sanatta yerimizi tesbitinin önemi zaten soru cümlesinde varlıklanmaktadır. Evrenselleserek gelişen, yenilenen çağımızda global kavramlar arasında sanatçıya kendi özel gözlemi ve muhalefetiyle elbette bir konum sahipliği de verilmelidir zira bu ayrım değil ancak belirleyecek özelliklerden biri olacaktır".

İkinci konunun sorusuna cevaben: "Kadın estetik olarak değerlendirildiğinde aslında tabiatın tam tersine doğada asıl süslü ve güzel olanın erkek cinsi olmasına rağmen tek açıklama artık yaygın işleyen kapitalizmin sanatı kullanma çabası içinde koyduğu şartları gözlemlemek lazımdır. Eve alışverişi yapan kadın olduğundan belirlenmiş hedef de odur. Bu sebebe dayandırılarak bile moda ve boya endüstrisinden kozmetik mamulleri pazarlamaya daima ısrarla o altın ölçüleri sabitlenmiş kadın figürü kullanılmaktadır. Sanatçılar için her ne kadar kadın sadece cinsellik içermiyorsa da figür olarak vazgeçilmezleri olmasının bu tekrar mekanigiyle açıklanabilir olduğu fikrindeyim"...

Ama kadının sanatta kullanımının şu ya da bu şekilde ona güç kazandırdığını savunmam mümkün olamaz bu başka bir topik altında tekrar tartışılmalıdır...

Erkan Yazargan: Marilyn' den önce, Marilyn' den sonra veya Chanel' den önce, Chanel' den sonra diye ayrım yapsalar da kadın sanatın en parlak figürüdür çünkü müzeleri dolduran sanat eserlerinin içeriği neredeyse % 80' kadınlarla doludur. İspata veya delillendirmeye gerek olmayan gerçeklerdir bunlar.

Sorunuzun içine gizlediğiniz "öne çıkarılma" vurgusu titizlenmemize neden olabilir lakin sizin samimiyetinize güvendiğimiz için yanıtımızı olduğu vermeyi tercih ediyoruz.

Evet, yukarıda da yanıtlandığı gibi (Ayşe Şeşan Hanımın yanıtı) pozitif ayrımcılık yapılması gerekliliğinden dolayı sanat kadını güçlendirir, güçlendirmek zorundadır. Kadını güçlendirmeyen hatta inciten sanat eserleri bugün beş para etmez, isterse milyon dolarlara mal olmuş olsun.

Bu, kadının başarısı olduğu kadar erkeğin de başarısıdır.

Sevim Sewe Unal: Sanatın kadını güçlendirdiğine katılmıyorum.

Reklam dünyasında olduğu gibi sanatta da bolca metâ olarak kullanılıyor. Öne çıkartıldığı doğrudur. Estetik bir objeye dönüştüğü için öne çıkar. Eğer sanatçı yaratıcılığını iyi kullanmış ve amacı üzerinden farklı bir şey ise ve onu iyi işlemiş ise o zaman kadın obje olmaktan da kurtulur.



Meryem Kartal: Çünkü kadın daha çok ayrıntılara sahip. Sanatçıya sanat yaparken izleyiciye de izlerken daha çok zevk verip daha çok şey anlatabiliyor. Kadın portresiyle bile her şeyi anlatabilirsiniz ama bu kadını güçlendirir mi orası tartışılır!

Arzu Biren: Çağdaş sanat, günümüz sanatı, kadını öne mi çıkarır? Benim gezdiğim sergilerin %90'ının konusu çok farklı, kavramsal sanatta işlenen o kadar değişik konular var ki, kadın kavramı ancak %10 teşkil eder sanırım...

Meryem Kartal: Arzu hanım sayfanızda Contemporary i paylaşmışsınız ve çoğu kadın figürleri bende o sergiyi gezmiştim.

Arzu Biren: Meryem Hanım, evet sayfamda paylaştım ve açık olduğu her gün oradaydım, 4 gün üst üste gezdim, ayrıca bu sene Londra Frieze'i Venedik Bienali'ni de gezdim, çoğunlukla kadın figürü görmedim, kadın figürü çok kullanılmış, artık eskimiş bir konsept, ancak çok farklı yaklaşımlarla yaratıcı ve öazel birşeyler ortaya çıkabilir diye düşünüyorum, ayrıca kavramsal sanatın, videoların ve enstalasyonların boy gösterdiği günümüz çağdaş sanatında o kadar farklı konular, kavramlar var ki incelenen ve incelenmesi gereken, benim kanım bu...

Meryem Kartal: Sizinle aynı fikirdeyim Arzu hanım ve çok sevmeme rağmen kadın figürlü resimler yapmamak için sürekli araştırma halindeyim.Ama yinede bir sergiye gittiğimde herkes gibi dikkatimi çeken şey hep kadın temalı heykeller ve resimler oluyor.

Arzu Biren: Cabbar Kaygısız bildiğiniz gibi kavramsal sanat, fikirler üzerinden olduğu için herhangi bir kavram ya da problem işlenebilinir, politik, sosyal, otobiografik, psikolojik, felsefi, bilimsel,...gibi...Önemli olan bir fikir alanı yaratıp, onun üzerinde çalışmak...Fikir ağırlıklı olduğu için çağdaş sanatı beğeniyor, takip ediyor, biraz da kendim üretiyorum...

Ancak çağdaş sanatta başarılı kadın sanatçıların sayısı çok artmış bulunmakta, bu farklı bir konu tabii... Tracey Emin, Marina Abromovic, Cindy Sherman, Yayoi Kusama, ... Türkiye'den de İnci Eviner, Selma Gürbüz, Leyla Gediz, Gülsün Karamustafa, ve daha birçok değerli çağdaş kadın sanatçılarımız var ama konuları genelde kadın üzerine değil, bildiğiniz gibi...



 
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol