DİYALOG MÜZESİ

LEYLA OKAY İLE

206. DİYALOG

GEZİ'DE GAZ KAPSÜLÜ


Değinilen konular:

-Rumuz Cavidan,
-Oyunculuk,
-Cavidan'ın Annesi,
-Çöpe giden diziler,
-Acı çekme,
-Ders verme,
-Acelecilik,
-GEZİ' de beyin kanaması geçirten gaz kapsülü,
-Oyuncu kırpıp karakter yapımı,
-Sanatçı eylemliliği,
-Setlerdeki haksızlıklar,
-Korkuyorlar,
-Nasıl olsa incineceğim,
-Anarşistlik geçici bir durum değil ki,
-Mantıklı olsam âkil adam olurdum,
-Korku her şeyin üstünde,
-Fena halde bahtsız bedevi,
-Film senaryosu,
-Deli kızın heybesi olur benden,
-Fedakarlık yaparım,
-Yazdım, karakterlerim komik ama finalde ölüyorlar...

23 Ocak 19:17

Merhaba, kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Umarım uygun bir zamanınızda Mint Prodüksiyon, Maydonoz Ajans, Tiyatro, Radyo ve TV yazışabiliriz?

Merhaba, hoşgeldiniz...

"Peşipeşine" pek çok soru sordum ama tekrarlayayım dilerseniz: Mint Prodüksiyon, Maydonoz Ajans, Tiyatro, Radyo ve TV...

Fakat soruyu anlıyamadım.

Sayfanızda pekçok kartvizit görüyorum. İzninizle tümünü sanata bağlamak isterim.

Şu an Mint Prodiksiyon ve Maydonaz Ajansla çalışmaktayım. Tiyatro zaten doğum yerim.

Mint Prodüksiyon neler üretiyor?

Radyo derseniz Radyo Best'le başladı ve kısa sürdü... ayak oyunlarına dayanamayıp anneciğimin kucağına sığındım. (Gülümseme)
Şu an Rumuz Cavidan'ı çekiyoruz. İkinci bölümün çekimlerine başlamak üzereyiz.
 
Annler de olmasa ne yapardık! Kendinizde hissedip bulduğunuz o sanat aşkı ve duygusu, sizi sürekli heyecanlı kılan ruh, insanlık bence nasıl bir şeydir?
Sürekli bu tür sorular soruyorum. Heycanı paylaşmak harika bir şey.

Zaman zaman kocaman küskünlükler, öfkelerde oluyor. (Gülümseme)
Sanat adına henüz bir şey yaptığımı zannetmiyorum. Ya da yaptıklarımın tadı sanat değildi lakin tek soluk alabildiğim yer her şeye rağmen oyunculuk!

"Rumuz Cavidan'la" ilgili bir diyalog gerçekleştirmiştik daha önce... Keyifli diyaloglardan biri idi. Kendisine "Deliha türü bir şey mi" demiştim. "Asla bunu hakaret kabul ederim" demişti.

Niçin?

Deliha'yı beğenmediğini göstermek istedi sanırım.

Bence hakaret değil. Takılı kalmamak lazım böyle şeylere...

Aynen öyle: "Hakaret kabul ederim".

Çok şekerdir kendisi.

Okudunuz mu diyalogunu? Kısa zaten...

Şu an okuyorum. Farklı algılamış olabilir. Ya da kafasında uygun düşmemiştir.
 
Siz ne görev alıyorsunuz Rumuz Cavidan'da?

Cavidan'ın annnesiyim.
 
Ne zamandı yayın tarihi ve siz kaçıncı bölümdesiniz bugünlerde?

Her bölümde varım.

Ne güzel, bol bol göreceğiz o halde sizi. Bizim bu diyalogumuzda bir tür PR kabul edilsin, umarım izleyiniz bol olur.
Anlatın lütfen seti, diğer oyuncu arkadaşları ve tabi yönetmeninizi... (Gülümseme)

Lütfen aramızda kalsın. Röportaj iznimiz şimdilik yok. Arkadaş olarak kalırsak ve dostluğa uzanırsa bu yolculuk daha çok mutlu olurum.

Şu şekilde yapacağız: Yasaklı kısımlara girmeden kendi kişiselinizde tıpkı diğer diyalogda olduğu gibi kısa kısa dokunmalar.

Ahh yapmayın. Gerçekten iznimiz yok, işimden olurum. "Sözüm söz" izin çıktığı an ilk sizle yazışacağım...

Tamam, o halde Cavidan'ı geçelim ve sanatçı kişiliğinizle devam edelim. Ekip çalışmalarına uygunluk ve eğitim olsun o halde?

Bana biraz izin verin. Arkadaşım geldi yemek hazırlayıp ilerleyen saatlerde burada olursanız, "söz" ne isterseniz sorarsınız.
Ama lütfen söz verin az önceki dioloğumuz aramızda kalsın. Orada mısınız, korkuyorum... (Gülümseme)
 
Oradan tüm Cavidan'la ilgili kısımları çıkarırım meraklanmayın lütfen. Leyla Okay'ın sanat yaşamı önemli olan. Birazdan çıkacağım, umarım yarın devam edebiliriz.

Hepsini çıkarın lütfen! Tekrar yazışalım. Daha dikkatli olacağım. (Gülümseme)


Okey. Endişelenmeyin lütfen!

Anlatacaklarım çok daha keyifli. (Gülümseme)

Yarın uygun olur musunuz tekrar?

Olurum. Dışarıya çıkacağım, döndüğümde yazarım size.

Meraklandım ve heyecanım yükseldi. Eminim okuyucular bu heyecanı alacaklardır. Ben de çıkıyorum yalnız birazdan.

Ne güzel, ikna ettİm galiba sizi! (Gülümseme)

Yihhu... Teşekkürler.

Çok şekersiniz. Byy...


DAHA SONRA

Diziden ne haber bu arada, diyaloga devam etmek ister misiniz?

Dizi ne yazık ki çöpe gitti. "Son anda kanal el değişmesi". Bize söyledikleri bu.

Ne yazık. Neler yapıyorsunuz peki bu günlerde?

Acı çekiyorum.
 
Hikayesini uzun uzun anlatabilirsiniz sanırım artık, böylece acınızı da paylaşmış oluruz belki? (Gülümseme)

Acımı saklıyarak anlatırım ancak. (Gülümseme)

Saklamasak da "Çöpe Atılan Diziler" başlıklı bir diyalog gerçekleştirsek, mümkün müdür?

Neden olmasın! Ve çöpe giden oyuncular...
 
Buyrun lütfen. En başından sonuna kadar anlatın bize. Ama kendinize haksızlık yapmayın lütfen. Eminim çok daha iyi teklifler gelecektir.

Derdimi iyi anlatanlardan değilim. Çok zor... Bir çok kanalda yasaklıyken zor...

Şöyle bir şey yaparak kalıcı hale getirebiliriz ve bu konuda bilgi verebiliriz sanırım: "Boşa gitmiş gibi görünse de emek aslında boşa gitmez".

İnanın gidiyor. Genç arkadaşlarıma daha çok üzüldüm. İlk işleri ve kocaman hayal kırıklıkları. Bu mesleğe girdiğim ilk zamanlarımı hatırlatıyorlar.

Kaç bölüm çekilmişti?
Anladım. Bu haliyle yazışmak istemiyorsunuz.

Bir bölüm lakin iki aya yakın bir zaman da çektik, geceli gündüzlü... Çok öfkem var. Gerçekten bıktım, nefret ettim her şeyin değersizleşmesinden.
 
Bir bölüm ve iki ay... İlgi çekici geldi. Günde bir bölüm çeken diğer üretimlerle ile farkı nedir?

Sanıyorum ilk bölüm ve görücüye çıkıp seyirciyi tavlaması...

O dönemde Ankara'da derslere de giriyordum oyunculuk için fakat o da bitti. Bir öğrencimin beni şikayet etmesiyle... (Gülümseme)
Üç hafta karekter çalışmasından SIKILMIŞ! (Gülümseme)
Sadece fizikle ve sıcak ilişkilerle oyuncu olunacağını çoktan çözmüşler. (Gülümseme)
Ben geri kafalıyım galiba hala rolümde en iyisi olmaya çalışıyorum.
Onlarda haklı. Dizilere baktığınız zaman başrollerin çoğu göz doldursun yeter...


Çelişkide kaldım şimdi. Piyasa ve sanatçının gelecek planlamaları ile...

Afedersiniz, bilgisayarım biraz sıkıntılı. Sık sık donuyor, geç döndüm.

Bu arada bilge google'de gezindim biraz. "Altı üstü beynimizi dağıtıyorlar" gibi bir cümle öne çıkmış. Ne dersiniz? (Ek'e bakınız)

Bizler, iyi oyuncuları kırpıp kırpıp yan karekter yaparız.
Dizler için mi söylenmiş bu cümle?

Hayır, GEZİ ile ilgili sanırım.

Ki söylendiyse; evet dağıttığı kesin! Ve yok ettiği de. Burada fena bi ironi var.


Yani, onu aşıp daha farklı bir haberle bilge google'de yer almak için ne yapmalı?

Hafife alınacak bir söz değil. Haber olması için eylem şart. Eylem olması için de adam gibi örgütlenme şart ki eylemin başarısı için...
 
Tümünü birleştirsek; piyasa, sanatçı eylemliliği, acelecilik ve siyaset girdabında çözümünüz nedir?

Elimiz kolumuz her yerden öyle ölümüne bağlı ki bu cümlenin önüne geçecek ne yapılabilinir inanın bilemiyorum. Haber olup aşılması için daha mı çok ölmek ya da çoğalıp yıkmak mı lazım bilemedim..!
"Acelecilik'' işte burada duralım biraz. Her eylem aceleyle oluyor sanırım. Bu da eylemi başarısız kılıyor, çoğalamadan ve örgütlenemeden... Bizler savaşmayı bilmiyoruz ki! Eylem deyince sadece ölmeyi biliyoruz ne yazık ki.
 
O günden bugüne (Gaz Kapsülü) arkadaş ilişkilerinizde ne tür değişiklikler hissettiniz, hala militan hisseder misiniz kendinizi veya öneriniz bu mudur?

Elbette hissediyorum. Militanlık ya da anarşistlik geçici bir durum değil ki. Her durumda karekterinde taşıdığın bir durum. Bu sadece sokaklarda olmaz ki çalıştığın yerde, markette, ailende... Her durumda varsa haksızlık sessiz kalmamalısın.
 
İnsanları ürküten, kaçıran hatta bıktıran bir terör süreci yaşanmışken bu ince tepkileri nasıl verebiliriz?Yani zaten korkuyorlar ve teslimiyet bu yüzden bence...

Bu haksızlığı en çok setlerde yaşıyorum. Ya da çalışma alanım orası olduğu için "setlerde" diyorum.

Bir ara set işçilerini konuşmak isterim sizinle. İnanın canım yanıyor, onların yaşadığı büyük haksızlığa. Korkuyorlar, dediğiniz gibi korkuyorlar.
 
Çok dolu olduğunuzun farkındayım fakat incinmenizi de istemem. Yani aslında önemli olanı almalıyım fakat nasıl yapabileceğimi bilmiyorum doğrusu. Bence siz olduğu gibi verin.

Ben de bilmiyorum; nasıl ne diyeceğimi. "Ne desem incinecem". Benim için canlının olduğu her yer önemli. Fazla içselleştiriyorum ve fazla üzülüyorum haksızlığa.
 
Anne - kadın şefkati midir bu, sanatçının bir görevi de duygusallığı aşıp topluma akıl ile hareket edebilme yetisi kazandırmak değil midir?
Yaşadıklarınızı iyi senaristlere verip esere dönüştürmeyi düşünmez misiniz?

Anne - kadın şefkati değil de "sevgisi" diyelim. Sanatçı sanatçıdır asker değil ki görevi olsun. Duygudan, vicdandan arınmış bir mantık ne kadar yaşatır sizce? Sanatçı hissedendir. Çocuklarıma oyunculuktan önce empati kurmayı salık veririm. Hissetmetmezsen başka acıyı nasıl sanatçı olabilirsin? En basiti nasıl "insanım" diyebilirsin?
Mantıklı olsaydım âkil adamlardan birisi olurdum. (Gülümseme)

Yaşadıklarımı iyi bir senariste verip esere dönüştürmeyi düşünmüyorum çünkü ilgi çekmez. (Gülümseme)

Duygu yoğunluğunun bu denli kontrolünün zor olduğu dönemlerde nasıl bir yol izlenmelidir?

Tam tersi; duygu yoğunluğunun tamamen etkisini yitirdiğini görüyorum. Artık ölen çocukların bile haber değeri kalmadı. Bunu sayfamdan bile anlamak mümkün. Korku her şeyin üstünde. Görmemek, hissetmemek en kolayı oldu...

Bazen oyun oynuyorum kendi sayfamda: Eğlenceli bir şey paylaşıyorum - ya da kendi fotoğrafımı, bir sürü beğeni ve yorum. Ardından kapsülle yaralanan bir çocuk haberine tık yok. Şöyle bir şeyi de farkettim; bütün duygular servis ediliyor artık insanlara. "Hadi buna üzülün", hoppp bütün sayfalar o servis edilen habere üzülüyor. "Şuna kızın", "haydi hoppp" o haberin şahsına kızılıyor. Göz yaşı bile servis ediliyor partilerin başından! Duygularımız bile esir alınmış.
Bağımsız kimseleri arar oldum mum ışığıyla...

Bu sorunları aşan toplumlara dikkatlice baktığımızda "kanun temelinde örgütlendiklerini" görüyoruz. Kanunların uygulanabilir olması için neler yapılmalı? "Allah'ın kanununda başka kanun tanımam" diyen insanların ayyuka çıktığı bir ülkede sorunlar nasıl aşılır, o devrimci ruha nasıl kavuşabilir ve özgürleşiriz?
UMARIM SIKICI DEĞİLDİR!

Kanunların uygulanması için önce partizanlıktan vazgeçip, aynı çatı aynı doğruda buluşup, aklı başında örgütlenmemiz lazım. Bu partilerin bizi bir yerlere götürmeyeceği kesin. Bu benim fikrim.
Şimdi bu partilerin çoğunun içi "ırkçı, kafatasçı duyguyla dolu olduğu sürece" bir araya gelip bu fanatik dincilerle nasıl baş edebiliriz? Sanırım önce birey olmakla başlıcak her şey... Parti bağımlılığın devrimci ruhla bir ilgisi yok, bunu da belirtmeliyiim.
Aynı yerdeyiz. AKP'li hülogla CHP'li hülog'un bir farkı yok... Bu ağır yükü ve sıkıntıları sanatçıların tek başına omuzlayamayacağı da ortada.

Sanatçıların da -bazılarını tenzih ederek, bilinçli olduğunu ya da gönüllü olduğunu söyleyemiyeceğim. Esir eden sıcak para varken.
Brecht’in bu tapınmanın uşağı olmuş sanatçılara ve halka söylediği son söz, tarihe düşülen son nottur: “Katillerin önünde diklenmek gerek”. Ne güzel demiş.
Eliniz sallasanız sanatçı. Bunların içinde kaç kişi var eğilmeyen..? (Gülümseme)

"Yaşadıklarınızın senaristlerin ilgisi çekmeyeceğine" geri dönersek, ilginç konularla renklendirerek verilmesi fikrine ne dersiniz?

O zaman benim hayatım olmaz.

Bu karmaşık dönemleri aşmak için bir fedâkarlıkta bulunup, yaşamınız olmasa da bir karma sunulamaz mı, destek olmak istemez misiniz?

İsterim elbet. Hayatımı sundum da zaten her anlamda. Yaptığıma fedakarlık olarak da bakmıyorum, bakmam da bundan sonrakiler için. Bu ben, olduğum için olmuştur, olacaktır.

Nasıl bir senaryo olmalıdır, bu durumda?

Ahh, nasıl zor bir soru şimdi! (Gülümseme)

Rahat olun lütfen, biz bize konuşuyoruz şurada. Eminim bu aşamadan sonra birileri çıkıp bu işe soyunacaktır.

"Deli kızın heybesi olur benden çıkacak öykü". (Gülümseme)
Yoo, rahatım sadece kendimi baş rolde göremedim. (Gülümseme)

Siz hayatınızın başrolündesiniz zaten. Evrensele (insanlığa) sunup, "bakın burada bir şey var, bakın hele neler olmuş" diyebiliriz.

Aslında fena halde bahtsız bedeviyim. Hiç bir şey yapmasam da, bulur olmayacak her şey beni. Bunun iyi tarafından bakacak olursak, asla sıkılacak zamanım olmuyor. (Gülümseme)

Kendimi kötü hissettim şimdi. "Bula bula buldu beni, illa filmimi çektirecek bu bedevi" gibi oldum.

(Kahkaha ile gülümseme) "Hayır hayır" böyle düşünüpte yazmadım.

Komik olurdu ölüşüm bile hikayemde.
Göz yaşlarım da güldürürdü sanırım seyirciyi. (Gülümseme)

Ben edite geçiyorum, siz devam edin lütfen!

Aslında ne zaman kopsam dünyadan, kendime kapansam yazıyorum birşeyler. Başedemediğim acılarda oluyor bu yazmalar. İşe de yarıyor sanırım bu dipsiz depresyan halleri. (Gülümseme)
Ve şunu farkettim kendimde, en acıtan durumu komik yazıyorum. Sanırım saklıyorum kendimi finale...

Konuşma Sonu

EK: ÜNLÜ OYUNCU YARALANDI


Başkent'te Gezi Parkı'na destek eylemlerinde tiyatrocu Leyla Okay da başına gaz bombası kapsülü isabet etmesi sonucu yaralandı. Ankara’da düzenlenen Taksim Gezi Parkı eylemine destek olmak için Ankara’da düzenlenen etkinliğe katılan sinema oyuncusu ve yönetmeni başına isabet eden gaz bombası sonucu beyin kanaması geçirdi. İlk müdahalenin ardından Ankara Numune Hastanesi’ne kaldırılan Leyla Okay, beyin kanaması olduğu için yoğun bakıma alındı.

Amerikan Büyükelçiliği önünde İstiklal Marşı’nı okuduktan sonra slogan attıklarını ifade eden Çaypınar, “Her şey gayet güzeldi. Emniyet müdürü polisleri müdahale etmemeleri konusunda uyardı. Ancak o dakikadan sonra biz slogan atarken nasıl olduysa saldırmaya başladılar. Direkt olarak bizi hedef alarak ateş ettiler. Leyla Okay’ın başına gaz bombası isabet etti. O esnada yere düştü. Başı kanıyordu ve elimle bastırdım. O sırada aynı zamanda polislerden tekme yedik. Ardından ambulansla hastaneye geldik. Leyla hanımın beyin kanaması var. Şu an yoğun bakımda ve durumu kritik” açıklamasında bulundu.
Okay'ı hastanede ziyaret eden CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, Twitter'da şu bilgileri verdi: ''Hastanedeyim,tiyatro sanatçısı Leyla Okay'ı ziyaret ettim.Başına atılan biber gazı kapsülü nedeniyle beyin kanaması geçirmiş, durumu ciddi.

Leyla Okay hayatta... 6:00'da tomografi çekilecek,ona göre ameliyata karar verilecekmiş.Ama ben kendisini çok moralli gördüm.Acil şifalar.''

Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/unlu-tiyatrocu-yaralandi/gundem/detay/1717144/default.htm



 
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol