DİYALOG MÜZESİ

İSMET ÇABUK İLE

429. DİYALOG: KURU FIRÇA TEKNİĞİ




Sizce aydınlanma nedir, bulunduğunuz yer itibariyle nasıl görüyorsunuz?

Pekiyi, cevaplayım bakalım. İnşallah güzel şeyler çıkar. Önce "aydın olmamak nedir" onu bilmek gerek diye düşünüyorum. Kendi fikri olmayan, bir çok alanda düşünce olarak hep başkasına bağımlı, aklını tek başına kullanamayan,  hep başkalarının etkisinde kalan veya referans alan kişiler aydınlanmamış kişilerdir. Bu kişiler bilimsellikten uzak,  kendi test ve deneyimleri olmayan, önyargılı ve ezberci kişilerdir...

Din gibi, gelenek gibi olgularla, bir rutinde tek düze düşünen ve o çizgiden dışarı çıkmayı beceremeyen kişilerdir. Din; görmediğine inanmak, bilim ise gördüğüne bile inanmamaktır... Bu kişiler birilerinin düşünce kalıplarından kurtulamaz ve hep karanlıktadırlar. Çevremizde bu karanlık cisimlerden oldukça fazla var. Umulur ki üniversiteler insanları aydınlatsın ama maalesef hiç de öyle olmuyor. Diplomalı karanlık cisimlerle dolu bir çevrede yaşıyoruz. Doktoru, mühendisi, öğretmeni, avukatı v.s. fark etmez..

Biliyorum sanmak zihnine kalın bir örtü örtmek gibidir. Bu türleri aydınlatmak daha zor diye düşünüyorum.

Bize atölyenizden bahseder misiniz?

ARTniyet Sanat Atölyesi, adı üstünde ART niyetli, yani SANAT ile uğraşan bir atölyedir. Daha çok karakalem portre siparişi ve kuru fırça tekniği eğitimi ile rölyef işleri yapan bir atölyedir.

Öğrencilerinize ne öğretiyorsunuz?

Kuru Fırça Tekniği yağlı boya ile yapılan bir karakalem yöntemidir. Bu tekniğin Türkiye'de ilk eğitimcisi benim. Eğitim şeklimiz bilinen klasik hobi ya da teknik eğitimlere benzemez. Tamamen çıraklık eğitimine dayalı bir eğitim. El becerisine değil, beyin eğitimine dayalı bir eğitimdir çünkü ben, "elin beceri kazanması diye bir şeyi" kabul etmiyorum. Beyin, 5 duyu organıyla öğrenir. Bu organlardan en fazla görme duyumuzu ve işitme duyumuzu kullanırız. İşte bizim eğitim şeklimiz, göstererek eğitime dayalı. Eğitim tamamen teknik öğrenmeye yönelik

Yeteneği olmayan birisi nasıl uyum sağlayabiliyor ki?


Bir haftalık süre içinde "5 gün izle, 2 gün uygula" şeklindedir. Yeteneksiz insan yoktur yeteneğini ortaya koyamamış, ortam bulamamış ya da yanlış yönlendirilmiş kişi vardır. Bizim temel ilkemiz  budur. Her şey bu bakış açısıyla veriliyor. Kişilerde İSTEK uyandırılıyor. Zaten gelen kişiler istekli kişiler oluyorlar. O isteğin vurgulanması ve daha duyarlı hale getirilmesi işimizi kolaylaştırıyor. İstemek insan hayatının anahtarıdır. İstemek, ihtiyaç duymaya bağlı yani gerekçe... Gerekçesi olmayanın isteği yoktur.

İlgi uyandırma diyebilir miyiz motivasoyonunuzun kaynağına ve bir kaç yaşanmış örnek rica edebilir miyim, öğrencilerinizin gelişimlerinden..?

Gerekçesinin şiddeti istemesini artırıyor.. Bizim işimizi kolaylaştırıyor. Bu işten ek gelir getireceğine inanmak, başkalarından farklı olmak, herkesin yapamayacağını düşündüğü bir sanatın kendisince yapılacağına inanma duygusu, seçkinlik duygusu, övgüye, ilgiye ve iltifata kavuşmak istemenin ana teması olduğu için alınan manevi haz lokomotif güç oluyor. Bu tür duyguları hemen hemen her kursiyerimde gözlemliyor ve yaşıyorum. Zaten bizim kursiyerlerimiz yetişkinler. Genelde de bayanlar. Çoğunun; "Bunu ben mi yaptım?" deyişine çok tanıklık ettim...

Kişilerin değerli varlıklarına bu yolla daha çok değer kattığımız için kendimizle  çok gurur duyuyoruz. Sanırım aydınlanma, her konuda ezberlerin bozulması ve bilgi kimden ve nereden gelirse gelsin, bilimsel düşünce sistemimizde analiz edildikten sonra kabul edilmesidir.

İznizile iletişim bilgilerinizi de diyalogumuza eklemek isterim.

VİDEO

Herkes resim yapabilir. Yapıyor zaten. Daha iyi resim yapabilmek için sadece teknik bilmek gerek. Teknik de, malzemenin kullanım şeklidir. Teknik öğrenilebilen bir şeydir.

ARTniyet Sanat Atölyesi
WhatsApp 0542 462 59 58 -
0543 372 98 33
İsmetcabuk@gmail.com




İKİNCİ BÖLÜM: BİRAZ DEDİKODU

Topluma inmeyen sanat adamı "sanatın toplum tarafından sevilmediginden" dem vuruyor. Sanat topluma inmemiş ve toplum tarafından ilgi ve iltifat edilmiyorsa suçlusu  başta sanat adamlarıdır...

Şikâyet ettiğimiz konulardan bir tanesidir: "Herkes sanatçı olamaz doğru fakat herkes sanatın bir dalı ile ilgilenebilir" diyoruz. Bir takım sanat sömürücüleri özellikle insanları sanattan uzaklaştırıp kendi malları gibi üzerine yılan gibi yuvalanıyorlar. Bu tahakkümü kırmanın yollarını çok aradık. Bazı dostlarımızla kavgalı bile olduk. Öncelikle memur taifesi "memurdan sanatçı olmaz" demek zorunda bıraktılar bizi ve sonra kavga büyüyüp gitti. Onlar çıkmazda biz zorda...

Sanatı öncelikle üniversite hocalarından kurtarmak gerek, hem bir b*k bilmiyorlar hem de biliyormuş gibi yapıp öğrencilere de bir şey öğretmiyorlar. İşgâl ettikleri makam ve mevkilerini kullanıp ukalalık yapıyorlar...

Gençlerimizi de hebâ ettiklerinden dem vuruyoruz. Akla hayale gelmedik çirkefliklerle karşılaştık. Sokak ağzından beter düşüklük gösterdiler o koskocaman akademisyenler (ben akademisyen bozuntusu diyorum) Sen benim kim olduğumu biliyor musun ile başlıyorlar!


Evet, bilmiyorum ve bilmek de istemiyorum Her türlü yenilik ve bilgi akışına karşılar.

Biz yaptığımız işe dönelim daha iyi. Şimdiye kadar edindiğiniz kazanımlar neler oldu?

Kazanımlar: Hayatımdaki  tüm ezberledi bozdum. Bozmaya devam ediyorum. Temas kurduğum herkese de bulaştırıyorum. En azından doğru bakış açısı kazandım ve kazandırıyorum. Bu bile mutlu olmama yetiyor.

Bireyin dönüşümüne dair gözlemlerinizden örnekler verir misiniz?

En azından doğru bakış açısı kazandım ve kazandırıyorum. Bu bile mutlu olmama yetiyor. Doğru bakış açısına sahip kişi, sorgulama yapabilen bir yapıya ulaştığı için bilgiye de, gerçeğe de kolay ulaşabiliyor. Bu tür olayla çok karşılaştım. Bu yüzden sevildiğimi  hissediyorum. Bu da beni mutlu ediyor.
Odaklanmayı öğrettiğimiz kişi farkına varmayı, farkına varan dikkat etmeyi, dikkat eden sabretmeyi, sabredenler ise yaratıcılıklarını kullanabiliyorlar...

Sizin için şöyle bir değerlendirme geldi "Sıradışı, yaratıcı, uygulayıcı ve öğretici bir insandır". Anladığım kadarıyla öğrencileriniz tarafından da seviliyorsunuz. Nasıl bir duygu / ilişkidir öğretici - öğrenici ilişkisi?


Ben 26' yıl MEB' da öğretmenlik yaptım. Öğrencilerimden bir şey öğrenmedim ama Halk Eğitimi adına ve özel hobi kurslarında çok şey öğrendim. En azından öğrenme ihtiyacı duymamı sağladılar. Daha iyi eğitim, daha kolay yöntem bulmamı sağladılar. Çözüm üretmeyi öğrendim... O bilgileri onlarla paylaştım. Yeni yeni yöntem ve bilgiler edindik. Veeee... Kitap yazmama sebep oldular. İki tane kitap yazıyorum.

Birisi sanat dünyasında tüm ezberleri bozan, kişisel gelişim ile sanat eğitimini birleştiren bir içeriğe sahip "HEPİMİZ BU ORMANIN ODUNUYUZ", ikincisi "KURU FIRÇA TEKNİĞİ" kolay bir kitap resimlerle teknik bilgi veriyor...

Başlık zor olmuş sanki biraz ? Neden öyle bir başlık tercih ettiniz ve içeriğinden bahseder misiniz hatta mümkünse kesit yapıştırırsanız sevinirim.

Alt başlık açıklar Kitabın ismi: Yanmaya ve yontulmaya hazırız, n oter tastikli. "Standardı olmayan tek şey; SANAT' TIR" sözüm de noter tastiklidir.

Kitaplarınızdan kesitler rica ediyorum.

Veremem. Bu anlattıklarım da kitaptan zaten.

Anafikirlerini yazın hiç olmazsa okuyucumuzda ilgi uyansın!

Ana felsefesi: Yeteneksiz insan yoktur yeteneğini ortaya koyamamış, ortam bulamamış ya da yanlış yönlendirilmiş insan vardır... 26 yıl öğretmenlik yaptım,
herkesi aynı görerek eğitmeye çalıştım. Genelde tüm öğretmenler de öyle davranıyor. Halbuki insanlar farklı kişilik ve içsel dünyaya sahipler. Odunun cinsi farklı Farklı kalori ve farklı işleve sahip. İnsanlar da öyle tutuşturabilmek ya da yonta bilmek için cinsini bilmek gerek. Bizim eğitimimiz onun için beyin eğitimine, kişisel gelişime ve çıraklık eğitimine dayalı.

Son olarak gezici öğretmenliğinizden bahseder misiniz?

Kuru Fırça Tekniğini öğrenmek için atölyeme Adana' ya geliyordu insanlar, zorlandıklarını anladım. Benim onların bulunduğu yerlere gitmenin daha uygun olacağı fikri doğdu. Daha çok hobi grup elemanları ilgi duyduğu için belli sayıya ulaştıklarında beni davet ediyorlar. Bir hafta konuk ediyorlar, eğitim alıyorlar.
1 haftalık eğitimin toplam ücreti 2000 TL dır... Konaklama hariç. İstanbul da ise 3500 TL.

Tekrar diyaloglaşmak dileğiyle.



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol