DİYALOG MÜZESİ

FUNDA APAK İLE



 

494. DİYALOG: FUNDA APAK İLE


"Diyaloğun tanıtımından sonra". 


Belki bir soru olmayacak ancak serzeniş olabilir benim ki ama söylemek istediğim birkaç şey var tabi ki: Son yıllarda hızla yükselen trend haline gelen zengin işadamlarımızın saygıdeğer eşlerine ve yine zengin işadamlarımızın arkadaşlarına açtığı galerilerde, bir ilköğretim öğrencisi gibi evlerde sanat tarihi kitapları okuyarak; açılış ve galalarda sadece onları gördüğümüz - gerçek sanatseverlerin diğer günlerde sanatçıyı bırakın muhatap bulamadığı galeriler olduğu sürece sizce biz sanattan ne bekleyebiliriz? 


Eğitimli veya alaylı yeteneği olan, ruhu olan herkes sanat yapabilir. Ancak sanata, eserlerine ulaşılabilir olması için bu yapay sanatseverlerin, bu hedonist akımdan bir an önce elini çekmesi tek temennimdir ?


-Çekemezler ki,

Dikkatinizi çekmişse, diyaloğun ortasında "hayal alemlerinde mi yaşıyoruz acaba" sorusu vardı. Yanıt orada sanırım...


Evet, okudum. Ancak bazen inanın çok rahatsız okuyorum ? o gösterişli cehaletten!

Şahane yazılar okuyorum sayenizde ?


-Malesef.

Ülke koşulları bunlar.

Teşekkür ederim ilginize.

Sabahattin Şen Diyaloğunu bitirdiniz mi, detaylı çünkü?


Devam ediyorum okumaya. Dayanamadım yazdım arada


-Sizin sanat görüşünüz nedir, ne yöndedir?


Ben Marmara Ekoluyum. Jale Yulmabaşar, Güngör Güner, Tankut Eren, Erdinç Bakla'nın öğrencisiydim. Dolayısıyla o kadar gerçek, o kadar sahici sanatçılardan eğitim aldım ki şu an biraz eleştirel olmam bu nedenledir. Dolayısıyla o gün bugün bitmek bilmeyen öğrenme çabam yüzünden mutsuz bir sanat severim!


-Hocalarımızdan bahsetmek ister misiniz, detaylı yanıtlarsanız yayınlamak isterim..?


1991 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin genel yetenek sınavına girdim. Çamura olan tutkum nedeniyle ilk tercihim Seramik Bölümünün (o yıllarda Ana Sanat Dalı’ydı) branş sınavının ardından mülakat sınavına hak kazandım. Büyük bir sınıftan içeriye giriyorsunuz yaklaşık 10’a yakın, o sırada isimlerini bilmediğim hocalar ve karşılarında tek bir tahta sandalye, mülakat başlıyor. Elimde portfolyom, başlıyorum kendimi anlatmaya. Onlar dosyamı incelemeye... Karşımda Türkiye’nin ve Avrupa’nın hatırı sayılır, değerli sanatçıları ve eğitimcileri. Jale Yılmabaşar (1) Erdinç Bakla (2), Güngör Güner (3), Tankut Öktem (4), Fuat Kökek (5), Ateş Arcasoy (6), Zerrin Ersoy Bilir (7) ve birkaç asistan daha. Yıldızlar Geçidi gibiydi…

Bu kadar değerli insanın olduğu bir mülakattan hatırladığımsa; o genç yaşımda titreyen sesimden ötürü beni rahatlatmak ve kendimi ifade edebilecek zamanı veren bu insanlara ömrüm boyunca müteşekkir kaldığımdır çünkü o yıllarda karşısındakine bir birey olarak değer veren tutumlar beni çok etkilemişti. Tavırları ve felsefeleri, aday öğrenciyi alt etmek değil kazanmak üzerine kuruluydu. İlk 3 yıl, Erdinç Bakla, Tankut Öktem, Güngör Güner, Jale Yılmabaşar, Fuat Kökek atölyelerinden ders aldım. Son yılımda yani bitirme tezimi Jale Yılmabaşar atölyesinde Artistik Seramik’ten vererek mezun oldum. Dört yıl boyunca aldığım eğitimin beni nerelere taşıyacağını ve o disiplinin hayatımın her alanında nasıl fayda getireceğini bizlere kazandırdıkları özgüven ile biliyordum. Akademisyen ve sanatçı kişiliklerinin yanına insani değerlerini koyan bu hocaların hayatımdan geçmesi benim için her zaman lütuf olmuştur.


Hocalarımın ortak paydası çalışkanlıkları, üretkenlikleri, bilgileri, farklı deneyimlere açık oluşları ve ülkenin değerlerine sırtını dönmeyen dünya görüşleriyle tam bir Türk Aydını olmaları o yıllardaki öğrenciler için büyük kazanımlar getirmiştir. Post Modern Çağın popüler değerlerinden uzakta kalmadan eğitimlerini veren bu değerli sanatçılar, Çağdaş Türk Sanatını ülkemizde maalesef halen en az ilgilenilen alanlarından biri olan seramik disiplinin belleğine altın harflerle kazımış hocalarıma binlerce kez teşekkür ediyorum.


Sanatta modernizmin ortaya çıkışını dünyayla eş zamanlı yakalayamayan, yeni akımların daima geç geldiği ülkemizde en önemli sanatsal sorunlardan biri, çağdaşlık adına ulusallık kavramının göz ardı edilmesidir. Günümüzde Sanat Eğitimi veren okullarda (ki sayısı özel üniversitelerle hayli artan), Sanat Tarihi, Sanat Felsefesi, Sanat Sosyolojisi gibi alanlarda büyük çoğunlukla yabancı yazar, eleştirmen ve sanat tarihçileri varken, Ulusal Sanat ve sanatçılarımız hakkında dökümanter çalışmalar hatırı sayılır derecede azdır ve bizler için çok üzücü bir durumdur. Çağdaş Sanat Eğitimi dersleri bile neredeyse 1950’lerden başlayarak tüm dünya sanatını ele almaktadır. Dolayısıyla Sanat Eğitimi almış ya da almakta olanların bu konuda bilgilerini genişletmek kendi çabalarına kalmıştır. Günümüz Sanat Eğitimi ise popüler kültürün uzantısı eğitimci ve eğitimlerinden öteye gidememektedir. Dilerim Sanat Eğitimi alan gençlere onların hayatına değecek eğitimciler denk gelir. Benim gibi…


Kaynak eser sıkıntısıyla ilgili, değerli hocaların çalışmalardan oluşan, karma veya kişisel ders kitapları nelerdi, seramik sanatının daha iyi anlaşılması için neler yapmalı..?


O tarihte  bugünkü gibi popüler kültürün bir parçası olma gibi çabaları bulunmadığından malesef kendileri de çaba içine girmemişler sadece  kendi işlerini anlatan, gösteren katalog tarzı kitaplar bastırmışlar. Güngör hocam bu konuda daha üretken davranıp Anadolu çömlekçiliginden günümüz seramiklerilerine dair çalışmaları, 1-2 kitap ve makaleleri olmuştur. Günümüzde de fazla kaynak yerli basımda çok yok. 


Seramik sanatının daha iyi anlaşılır olması için sanırım galericilere, koleksiyonerlere daha çok iş düşüyor. Resim sergilerine verilen önem, alaka ve tanıtım seramik için de yapılırsa yani daha görünür olursa seramik sanatçıları da kendilerini "çömlekçi" kisvesinden çıkarıp hak ettikleri saygıyı göreceklerdir. 


Eviçi dizaynlardan büyük mekan süslemelerine kadar, eğitimini aldığınız Artistik dal nasıl daha görünür kılınabilir, siz eser üretirken nelere dikkat edersiniz?


1- Ressam ve seramik sanatçısı. 1939 yılında Samsun’da doğdu. İstanbul Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu’nu bitirdi (1957). Jale Yılmabaşar 1957 yılında AFS bursunu kazanıp bir yıllığına Amerika’ya gitti. Bitirdiği Albany Union High School’da okurken seramik çamuruyla ilgilenmeye başladı.


1958 yılında Türkiye’ye dönünce Tatbiki Güzel Sanatlar Okulu (TGSYO) Seramik Bölümü ile Bale Bölümü’nün sınavını kazandı. Uzun yıllar bale ve seramik çalışmalarını bir arada yürüttü. 1962’de Tatbiki Güzel Sanatlar Seramik Bölümü’nü bitiren sanatçı, Almanya’da Arzberg Schonwald Porselen Fabrikası’nda staj yaptı. İlk kişisel sergisini mezuniyetinden hemen sonra 1963’te açan ve bununla ünlü olan sanatçı, o tarihten sonra birçok sergiye yurtiçinden ve yurtdışından davet edilerek katıldı. 1964’te Miami Üniversitesi’nde bir yıl ders verdi. Yurtdışında birçok kentte (Paris, Münih, Londra, Moskova vb.) çeşitli el sanatları ve seramik fuarlarına, karma sergilere katıldı, çok sayıda bireysel sergiler açtı. Gerek Türkiye’de gerekse dünya ülkelerinde çok sayıda otel, sanat merkezi, uluslararası kuruluşlara seramik panolar yaptı.


Yılmabaşar, 1966’da TGSYO’na öğretim görevlisi olarak girdi. Asistanlık süresini doldurduktan sonra ‘seramik dekor teknikleri ve bu tekniklerle çağdaş Türk çömlekçiliğinde reform imkânları’ konusundaki incelemesini hazırlayarak 1985’te Türkiye’nin ilk kadın seramik profesörü oldu. Bundan sonra çalışmalarını Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi’nde sürdürdü. Türkiye’de seramik yapımını öğreten ilk kitabı yazdı. Sonraki yıllarda özel sektöre ait kimi seramik fabrikalarında danışmanlık, sahibi olduğu galerinin yöneticiliği gibi işler de yapan Yılmabaşar, son yıllarında tekstil tasarımcılığına yöneldi. Moda alanında ipek üzerine kreatif çalışmalar yaptı. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalışarak emekli oldu. Paris, Münih, Londra ve Moskova’da sayısız sergi açtı. Picasso Müzesi’nde yapılan yarışmalarda seçici kurul üyelisi olarak görev aldı. Sayısız ödüle sahip olan sanatçı, 30. sanat yılını Paris’te, 40. sanat yılını da İstanbul’da açtığı sergilerle kutladı. 1999 yılında İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde sanat hayatının en kapsamlı sergisini, “Resimle 15 Yıl” adıyla açmıştır.


Jale Yılmabaşar, 1968’de Faenza / İtalya’da Uluslararası Seramik Yarışması’nda, 1969’da Münih /Almanya’da Uluslararası El Sanatları Fuarı’nda altın madalya kazandı. 1972’de İrlanda’da dünyanın en iyi altı seramikçisinden biri seçildi. Özgün çalışmalarıyla yurtdışında ün kazandı. 1998 yılında Kültür Bakanlığı’nca kendisine Devlet Sanatçısı unvanı verildi.


Seramik Yöntemleri (1980), Primiti ve Türk Çömlekçiliği ve Kalkınması, Kinik Köyü Çömlekleri' nin yazarıdır. 


2. İstanbul Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu Seramik Bölümü’nü bitirdi (1962).


Aynı okula asistan olarak girip, 1986’da profesörlüğe yükseldi.


Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Ana Sanat Dalı bölümünde ders verip, Türk çiniciliği, seramikçiliği, Tophane lüleciliği konularında araştırmalar yayımladı.


Uluslararası Çağdaş Seramik Sergisi onur diplomasını (1967), 12. Uluslararası Kültür Festivali heykel birincilik ödülünü (1967), İstanbul Operası heykel üçüncülük ödülünü (1967), Yapı Kredi Bankası pano yarışmaları birincilik ödülünü (1972,1973,1975) aldı.


3. 1962 senesinde İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Seramik Bölümünü bitirdi. MEB 1416 no'lu yasanın bursu ile Almanya’da Seramik Sanatı ve Seramik Mühendisliği eğitimi aldı. Değişik firmalarda staj yaptı. Bazı tasarımları, firmalarca seri olarak üretilmek üzere satın alındı. 1972-2008 yılları arasında DTGSYO ve daha sonra Marmara Üniversitesi Güzel sanatlar Fakültesi’nde Asistan, Doçent, Profesör, Bölüm Başkanı olarak görev yaptı ve yaş haddinden emekli oldu. ‘’Anadolu’da Yaşamakta Olan İlkel Çömlekçilik‘’ konulu tez çalışması Ak-Yayınları Kültür Serisi tarafından basıldı (ISBN 975-7630-04-0). 1958-2012 yılları arasında altısı yurt dışında olmak üzere on beş kişisel seramik sergisi açtı. Yurt içi ve dışında çok sayıda karma sergiye katıldı, bazılarında ödüllendirildi. 1989'da ABD'de, 1996'da Almanya’da konuk öğretim üyesi, 1990'da Japonya‘da araştırmacı olarak bulundu. 2008'den beri MÜGSE Yüksek Lisans, 2009'dan beri İTÜ Güzel Sanatlar Bölümü Lisans programında SNT 108 Seramik dersini vermekte, sanat ve tasarım çalışmalarının yanı sıra, makaleler yazmakta ve konferanslar vermektedir.


4. 1940 yılında Konya’da doğdu. Çocukluğu Edirne ve Muş'ta geçti. Veteriner olan babasının onu sanata teşvik etmesiyle 2 yaşında resim yapmaya, 3 yaşında heykele başladı. İlk ve orta öğrenimini Edirne'de tamamladı ve Orta kısmını bitirdiği Edirne Lisesi'nde öğrenimine devam etti. Ailesiyle beraber İstanbul'a yerleşerek Lise öğrenimini İstanbul'da tamamladı. Lise son sınıfa geçtiği sene Devlet Güzel Sanatlar Yüksek Okulu'nun Seramik bölümüne kayıt yaptırdı. Hocası heykeltıraş Hakkı Karayiğitoğlu'nun etkisi ile heykeltıraşlığa yöneldi. Bu okulun 3. sınıfında iken Dünya Genç Heykeltıraşlar Yarışması'nda birincilik ödülü aldı. 1962 yılında Almanya’da Porzellanfabrik Schönwald’de stajlarını tamamladı. 1965 yılında bitirdiği İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu (İDTGSYO) seramik bölümüne bir yıl sonra asistan seçildi ve 1970 yılında öğretim üyeliğine geçti.


1974-1975 yılları arasında seramik bölüm başkanlığı, 1980-1982 yılları arasında İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Müdürlüğü yaptı. 1983-1985 yılları arasında Tatbiki Güzel Sanatların Marmara Üniversitesi oluşundan sonra heykel bölümünü kurdu ve ilk başkanı oldu. 1986’dan bu yana profesör olarak öğretim üyeliğini sürdüren Prof. Dr. Tankut ÖKTEM, 1993-1996 yılları arasında seramik-cam bölümü başkanlığını, 1999’a kadar fakülte senatörlüğünü ve YÖK Sanat Milli Komitesi Marmara Üniversitesi Temsilciliğini yapmıştır. Pek çok eseri ve ödülü bulunan Prof. ÖKTEM 1999 yılında devlet sanatçısı seçilmiştir.


1973 yılına kadar modern heykeller yapan, yetmişli yıllarda para kazanmak amacıyla figüratif çalışmalara başlayan sanatçı, 1973 yılından itibaren çok figürlü anıtlar yapmaya yöneldi. Anıtlarında Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu, Milli Mücadele yıllarını konu edinmiştir. Çok sayıda Atatürk anıtı yapan Öktem, eserlerinde Atatürk'ü bir kaidenin üzerinde yalnız göstermektense yarattığı toplumla göstermeyi tercih etmiştir.


5 Aralık 2007'de İstanbul'da geçirdiği trafik kazasında hayata veda etti.


6. Seramik Teknolojisi Ders Kştabı: Seramiğe giriş, Seramik ürünlerinin sınıflandırılması, Seramik hammaddeleri, Kil ocakları ve işletmeleri, Kaolinlerin süzülmesi, Yurdumuzdaki kil ve kaolin ocakları, Kil ve kaolinlere uygulanan deneyler, Feldspatlara ve kvartza uygulanan deneyler, Seramik endüstrisinde çamur hazırlama, Seramik çamurnun şekillendirilmesi, Seramiğin kurutulması, Seramiğin pişirilmesi, Endüstriyel seramik çamurları, Astarlar, Çamurların boyanması (çivitlenmesi), Özel seramik çamurları, Oksit seramik, Seramik sırları


7. Seramik sanatçısı ve akademisyen. 1956 yılında Nevşehir'de doğan sanatçı, sanat eğitimini Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde almıştır. Yine aynı üniversitede yüksek lisansını tamamladıktan sonra 2009 yılına kadar Seramik Bölümü'nde akademisyenlik yapmış, sonrasında ise profesör unvanıyla emekli olmuştur. Sanat hayatı boyunca açtığı kişisel sergilerin yanı sıra onlarca ulusal ve uluslararası sergiye, bienallere, trienallere, sempozyum ve çalıştaylara katılmıştır. Bilir'in eserleri başta Türkiye olmak üzere Çek Cumhuriyeti, Estonya, Yunanistan, Japonya, Letonya, Kuzey Makedonya, Mısır, Almanya, Polonya ve Amerika Birleşik Devletleri gibi birçok ülkede sergilenmiştir. 







Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol