DİYALOG MÜZESİ

ZEYNEP IŞIK İLE

250. DİYALOG
CARMİNA BURADA


Merhaba, "Konsertmeister Ünvanı" yazışmak isterim.
 
Merhaba Erkan bey, size cevap yazmakta geciktim kusura bakmayın lütfen. İki gün için şehir dışına kaçtım. "Ufak bir tatil" diyelim... Pazartesi dönüyorum sizin için de uygun olursa...

Uygundur, Zeynep hanım. En fazla on dakikalık bir yazışma aslında...

Pekiyi o zaman anı değerlendirelim ben uygunum.

Ünvanınızla ilgili başlamak isterim, izninizle?

Evet.

Anlamı nedir?

"Baş Kemancı" demek. Ünvandan çok bir görev aslında.

İlk olma özelliğiniz bakımından bir değeri var sanırım?

Ben orkestranın lideriyim ve sahnede şeften sonra gelen kişiyim.

Aile boyu müzisyenlik - sanat içinde bir yaşam ve diğer aile bireylerinin de sanatçı olmaları farklı bir evren olsa gerek, açar mısınız biraz?

Bu benim doğalım. Bana da diğer yaşamlar farklı geliyor. Biz hep Müzikle büyüdük. Çocuklarım tercih etmediler. Bu bana tuhaf geldi başta ama hür irade esas...

YouTube' da Zeynep Işık diye girerseniz "İçimizden Biri Programı'nda" bir belgesel yaptılar benimle ilgili.
 
Antalya özelinde sanat etkinliklerinden bahsedersek, nasıl bir sıralama ve düzen takip eder?

Antalya bana göre sanata en açık ve uygun olan şehirlerimizden biri. Birçok festivalimiz var.

Aspendos,
Piyano Festivali,
Gitar festivali,
V.s.
Opera Senfoni,
Konservatuvar...

Fakat maalesef an itibariyle kurumlar zayıf ve desteksiz kaldı.

Fazıl Say'la aranız nasıldır, son zamanlarda "Şarap ve Sex" başlıklı bir paylaşımı vardı, nasıl değerlendirirsiniz?

Fazıl, okuldan dönem arkadaşım. Carmina burana yeni mi anlaşıldı ben çok şaşırdım.

Size söylecek çok şey var aslında... "Düşünceleri radikal ve olanaksız" diye düşünüyorum.

Klasik müziğin ve operanın daha sevdirilmesi için neler yapılmalı?

Kalite Şart. Halk aptal değil.

Antalya Belediyesi nasıl oldu da AKP belediyesi oldu?

Bize opera binasını Menderes Türel verdi. CHP hiç bir şey yapmadı bize. Ben AKP' yanlısı değilim ama CHP' de bir hayal kırıklığı benim için.

AKP' li olduğunuz anlaşıldı böylece Sanata böylesine değer veren ve yükselmesi için sürekli çaba harcayan iktidar daha neler yapmalı!

Çok yanlış. Ben AKP karşıtı Atatürkçü bir vatan severim! Beni doğru anlayınız. Aynaya bakmak lazım.
 
O halde şöyle sorayım; iktidar sahipleri, sanatın ve sizin özelinizden sürdürürsek klasik müzik ve operanın ilerlemesi için neler yapmalı - en kısa yoldan?

İktidar sahipleri bir an önce gitmeli bence.

Ben devlet memuruyum ve ailemi ve kendimi tehlikeye atacak bir durumla beni karşı karşıya getirmemenizi umarım.

Ama haksızlık etmiş olmuyor musunuz, kültür ve sanata harcanan paranın 20 milyar dolar civarı olduğu düşünüldüğünde?

Bu çok mu sizce? Ben bu paraları hangi sanat kurumları alıyor merak ettim ayrıca...

Camiler ne kadar alıyor senede veya makam arabaları veya CB Saray'ının elektrik Faturası...
 
Erhan Bey ile de yazışmıştık konuyu ve mevzuata bağlı sanatçılarımızın malesef bağımsız hareket edemediklerini tespit etmiştik. Bu konuyu nasıl değerlendirirsiniz. Yani mevzuat tüm yaşamınızı kapsar mı?

Özelim bana ait ama siz de bu ülkede yaşıyorsunuz. Telefonlarımız dahi dinleniyor. Ben güven duymuyorum.

Ama yukarda Antalya özelinde Menderes Türel Beyefendi'ye teşekkür etmiştiniz sanırım, yanlış mı anladım yoksa karmaşanın tam ortasında mıyım?

Evet, ettim. Opera onun sayesinde bir binaya sahip. Bu AKP' li olmak mı?

Elbette değil ama önceki yönetimin (CHP) hiç bir şey vermediğini belirtince bir anlam ifade ediyor.

Ben Menderes Beyin yüzüne söyledim ona oy vermeyeceğimi. CHP sanat için ne yaptı sizce? Bu ülkede sanat için kim ne yapıyor sizce? Sanatçılar dahil bu soruma! TÜSAK' dan korkumuza biraz hareketlendik. O kadar...

Yani genel olarak;
-dinleniyoruz
-memnun değiliz
-memnunuz
-bir şey verdiler, vermedier v.s.
siyasi söylemlerin tümünün dışına çıkabilip genel sanatçı değerlendirmeleri için neler yapılmalı, sanatı siyasetin bu girdabından nasıl çekip almalı?(Kardeşim ben sanatçıyım partiyle martiyle işim olmaz - demek zor mudur)

Herkes mesleğini en iyi şekilde yapsaydı ve memur zihniyeti kurumlara girmeseydi bunlar belki de yaşanmazdı. Aynen ben sanatçıyım ve partiyle marttiysen işim olmaz. Ayrıca ülke, din, dil, ırk, yaş v.s. ile de işim olmaz.

Sanat evrenseldir.

Diyalogumuzu olduğu gibi yayınlamak isterim fakat sizin açınızdan risk görüyorsanız, KOD isimle de yayınlayabilirim. Baştan bir kez daha göz atın lütfen ve son mesajınızla tamamlayalım.

Türkiye'de iki opera konzertmeisteri var birisi benim. Kod adı bir fark yaratmaz bence.

Ok' liyor musunuz bu haliyle?

Okuyorum şu an.
Nerede yayınlanıyor?

Sitemizde...

 
Bana ve aileme bir zarar gelmeyeceğini düşünüyorsanız yayınlayın. Aksi takdirde yayınlamayın lütfen!
Bazı yerlerini kesebilirsiniz belki.

(...) ile geçebiliriz bazı yerleri, merak uyandıracaktır ve size direk ulaşıp sormak isteyeceklerdir.

Uygundur. Size güveniyorum.

Katkınız için teşekkür ediyorum. Sanat dolu günler dileklerimle.

Teşekkür ederim. Sanat dolu günler güzel bir dilek
.

EK: Zeynep Işık : Keman sanatçısı

 
 

“Bizim işimizin en sevdiğim yanı ülke, din, dil sınırı olmadan dünyanın her yerinde mesleğimizi icra edebilmemiz. Sahne her yerde sahne; seyirci her yerde seyirci neticede…”

Annesi CSO’da piyanist, dedesi CSO’nun başkemancısı olan Zeynep Işık, dedesine olan hayranlığının da etkisiyle 7 yaşında J. Higny ile keman çalışmalarına başladı. Prof. Murat Tamer ile çalışmalarına devam ettiği Ankara Devlet Konservatuvarı’ndan 1989 yılında mezun oldu. Aynı yıl Milano G.Verdi Konservatuvarı’ndan da diplomasını aldı. 1990-92 yılları arasında Maestro F. Gulli’nin, 91-93 yıllarında W. Stauffer Akademisi’nden Maestro S.Accardo ile üst düzey solistlik kariyer enterpretasyon kurslarına katıldı. 1989 yılından itibaren 7 yıl arka arkaya Akdeniz Genç1er Orkestrası’nın konzertmeisterliğini yaptı. 1989 yılında Maggio Musicale Fiorentino Opera Orkestrası’nın sınavını birincilikle kazandı. Z.Mehta başta olmak üzere birçok ünlü şefle opera repertuvarını genişletti. 1990 yılından itibaren Milano’nun önemli orkestralarından I.Pomeriggi Musicale Orkestrası ile uzun yıllar çalıştı. Milano Teatro alia Scala da Giselle, Şen Dul, Don Kişot gibi balelerde çaldı. Uyuyan Güzel balesinde büyük balerin Carla Freci’ye eşlik etme fırsatı buldu. Türkiye, Avrupa, Asya, Afrika ve Amerika’da birçok solo ve oda müziği konserleri verdi. Fas Hava Kuvvetleri Konservatuarı’nda Master Clas düzenledi ve Fas Prensesine özel bir konser vermek şerefine ulaştı. 1999 da Antalya Devlet Opera ve Balesi’ nde Konzertmeister olarak görevine başladı. Aynı yıl Aspendos Dörtüsünü kurdu. Halen yurt içi ve yurt dışı konserlerine devam etmektedir.

En çok heyecanlandığınız bir sahne ya da sizde özel bir yeri olan konseriniz var mı? Varsa biraz bahsedebilir misiniz?

Geçen yıl Eva adında bir bale sahnelendi. Bu balenin müziği bir keman konçertosuydu. Ben yaz tatili dönüşü bir buçuk ay içinde bu inanılmaz zor; ama aynı zamanda çok zevkli ve güzel konçertoyu çalmam gerektiğini öğrenince çok heyecanlandım.( Howart Blake’in keman konçertosu).Senfonik orkestralarla yaptığım sahne üstü konserlerden çok farklıydı; çünkü burada baleye eşlik söz konusuydu. Müziğimi baleye uydurmam gerekiyordu. Bu normalde karşımıza çıkan sololardan farklıydı, çok heyecanlandım, ama sonuç çok başarılı oldu. Unutamayacağım tecrübelerimden biridir ve benim için yeri her zaman çok özeldir.
Ek'in Kaynağı: http://www.antalyayerelhaber.com/roportajlar/haberdetay/zeynep-isik-keman-sanatcisi/2011-08-05




250. DİYALOG (2. BÖLÜM)
"AH FERHUNDE" ŞİİRİM



"Ah Ferhunde" şiirimi beğendiniz sanırım, sizce beğeniye layık yanı neresidir?

Yazının kendisi. Olay değil tabi Erkan bey. Siz beni hiç doğru tanımadınız...
Etkilendim şiirinizden beğendim.

Sizi doğru tanımadığım izlenimini nereden çıkardınız üzülmeyiniz lütfen.
Şiiri irdelemek isterim, klasik - çok sesli müzik penceresinden bakılabilir mi bu şiire?

Duygu olarak hatırlıyorum şu an. Zaman geçti ve kelimeler gittiler aklımdan.

Tekrar görmek isterseniz:

AH FERHUNDE

Ah Ferhunde gözümün karası...
Doğduğun günü bilirim Ferhunde, kokunu o masum
Belenmeni kundağa, nazar boncuğunu... iğneli oyaya takılan
Gülücük saçmanı bilirim herkese Ferhunde
Bilirim minik ayaklarınla gidişini okula, oynayışını arkadaşlarınla
Çiçekleri sevmeni bilirim, üzerindeki arıyı, sineği
Koklamanı yine doyasına
Taramanı bilirim saçlarını, öğrenmeni saçını taramayı
Oynamanı bez bebeğinle
Ekmek istemeni bilirim, şeker, helva, üzüm, nar sevmeni, reçeli
Rüyalarını bilirim Ferhunde
Hayallerini, isteklerini, dokunmanı buluta, uzatmanı elini
Emeğini bilirim soğuk odalarda, ders çalışmanı
Temiz tutmanı önlüğünü, kirletmemeni çantanı, sıranı
Arkadaşlarını bilirim, fısıldadığın kulaklarına
Kovalamaca oynamanı, saklambacı, kurdela biriktirmeni
Toplamanı gazetelerden, kitaplardan kestiğin fotografları.

Bilirim sevmeni kız çocuklarını
Öğretmeni bilgiyi, sevgiyi, okumayı, yazmayı, hissetmeyi
Merhameti, insanlığı, şefkati, üzmemeyi kimseyi

Sormanı bilirim en güzel soruları
Neden akar su, neden doğar kuzu, güneş?
Ne zaman anlar insan, insan ne zaman insan olur, nasıl?

Bir türlü doyuramadığı aç karnını doyurmak için bir molla
Kağıt parçalarına yazıp ıvır - zıvır bir şeyler satarken yoksul halka
"Dur" dedin, olmaz bu! Nasıl bir yalandır, haksızlık...
Taşa tuttu aklını kaybetmiş, aç karınlı yaratıklar gerçekten
Sürüklediler bedenini de, doymadılar, doyamadılar
Attılar, parçaladılar, benzin döküp yaktılar
Doğruyu söyledin diye.

Erkan Yazargan
TOKAT / 07.05.2015
"KAYIP KİTAP" KİTABINDAN (eksik şiir)

Evet, hatırladım. En çok kadınlığının gerdiği naif, temiz, sevgi dolu anlatımınız etkiledi beni. Yeni kalktım cümle kuramıyorum. Kusura bakmayın.

Sesli dinlediniz mi, birine okutup dinlemek gibi, kendi sesinizden değil. Şiirin melodisi seslerinin dizilişinin sizde bıraktığı etkiyi merak ediyorum?

Kadın çocukken de kadındır ya...
Siz bana Şiirin melodisini soruyorsunuz. Anladım. Dinlemedim kimseden henüz.

Şiirini okuduğunuz birisi ile yazışmak nasıl bir duygu?

Bir besteciyle yazışmak gibi. Heyecan verici.

Cabbar Kaygısız, bu şiirin enstrümanının keman olduğunu yorumlamış, katılır mısınız? "İyi bir okuma ile aralarda davul, trompet ve diğerlerinin de duyulabileceğini" belirtmiş.

Başı olabilir ama sonlar daha çok davul ve KALIN sesli enstrümanlar olmalı. Ney' de olabilir en başlarda. Anadolu ezgileri de kullanılabilir.
Ben çalarım isterseniz bir gün.

Okuyucuda kalan ilk, acı hissi nasıl aşılabilir -ajite bir durum varsa, akla ve geleceğe nasıl evrilebilir?
Çalarsanız da çok mutlu olurum

Perküsyon bunu sağlayabilir. Ama en iyi bir besteci bilir bunları. Başı sakın ve huzur dolu bana göre. Ve en etkileyici yanı da bu zaten. Birden değişiyor ve bitiyor. Aniden değişmeli...

Katkınız için teşekkür ederim. Mutlu haftasonu dileklerimle.



YORUMLAR

Azize Gürses Zeynep Hanım her duyarlı insan gibi yapılan iyiliği de unutmayıp bir vefa örneği göstermiş teşekkürüyle. Ancak siyasi zihniyetin baskıladığı tutumları da es geçmemiş. Haklı da. Tamamen çelişkiler ülkesiyiz artık. Kimin ne dediğinden çok ne yaptığı ile yorumlanması gerektiği kanısındayım. Biz sanatçılar yaşam kaynağımızı sanatsal yatırımlarla oluşan etkinliklerden alırız. CHP hepimiz için bir hayalkırıklığıdır. Bunu 2002 genel seçimdeki adaylığım döneminden bilirim. AKP daha akılcı tutum sergileseydi sanat ve sanatçı adına herşey farklı olabilirdi. Ama sanırım dervşin fikri neyse zikri de o oluyor kişilere rağmen parti prensipleri daha önde yzık ki... Benden yorumlamamı istediniz kendimce fikirsel dokundum, sürç-ü lisan ettiysem affola, sevgiler tüm sanatseverlere...

Gönül Dilek Opera ve bale benim hem işitsel hem görsel olarak çok saygı duyduğum hayran olduğum bir sanat dalıdır. Bir kadın olarak Sn Zeynep ışık hanımı taktir ediyorum. Üzüldüğüm tek şey mevcut sistemden düzenden çekinceleri olması ve düşündüklerini söyleyememe...

Mehmet Deniz Yılmaz işini güzel yapan insanları mutlu görmek güzel.emeğinin karşılığını alan insanları görmek güzel.Zeynep Hanım'a huzur ve başarı dolu yıllar dilerim.Emeğinize sağlık Erkan Bey.Dilerim hep özgür kalsın kalemler ve notalar...

Özlem Ünel Ben ressamım, tekim ve yalnızım,kaybedecek hiç bir şeyim yok. Hiçbir kuruma bağlı değilim ,resimlerimi sergilemesinler gerçekleri inandığım şeyi her zaman söylerim bu yönden şanslıyım ancak herkes bir şekilde yaşamak zorunda ve sanatını icra ederek bunu gerçekleştirmek zor çünkü yolda bir sürü çakıl taşları ve kayalar var, ayağının takılıp yere yapışman an meselesi. Yeterince özgür olamaman yeterince uçamaman da cabası.Sanatı sanatçıyı koruyacak en ideal yol nedir? Başta bu işe emek vermiş ömür vermiş backroundu sağlam eğitmenler olmalı,opera devlet tiyatrosu ve diğer sanat kurumlarının başında karar mekanizması bu işi kalbiyle benimseyen zeki insanlarda bulunmalı.Devlet sadece sanat kurumlarınının sanatçıların korunması açısından koruyucu bir görev üstlenmeli. Ama ne sergileneceği ,ne oynanacağı, ne çalınacağına karışmamalı. Keman her zaman en sevdiğim bana en dokunan enstrüman oldu çalmayı da isterdim. Zeynep Işığa bundan sonraki sanat hayatında başarılar dilerim ,güzelliklerin susturuması değil çoğalması dileğimle.

Koray Ergun Zeynep Işık gibi değerlerimize her zaman sahip çıkalım ..sanatçıların özgürce sanatını yapamadığı söylemek istediklerini söyleyemediği bir ülkede gerçek demokrasiden bahsetmek ancak kendinini kandırmaktır...Demokrasi herkes içindir ama en baştada ssnatçılar içindir...

Ece Okay Sanatını icra etmek icin bile bu diyaloglara maruz kaldığımız bir düzende yasamanın acısını duyuyorum. Benden istediğiniz yorumumum boyle Erkan bey. Zeynep hanımı tanima fırsatı yarattığınız icin tesekkur ederim.



 

 
 
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol