DİYALOG MÜZESİ

SUAT İNAL İLE

223. DİYALOG
"ÖLMEMEM İÇİN SEBEP"


Merhaba, kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Süren diyaloglarımızda sizi de görmekle mutlu oluruz. Umarım ilginizi çeker.

Merhaba, sizin aranız nasıldır televizyonla?

Ben televizyonu 5/6 yıl önce attım evden Erkan Bey yıllardır kullanmıyorum.

İlginç, bu günlerde bu cümlenizle o kadar çok karşılaşıyorum ki, televizyonsuz bir hayat düşünemeyenler hayretler içindedir sanırım?

Öyle tabi... Bir de yaptığım işş TV'ye en yakın melek olunca "nasıl yani" diyorlar! Oysa ben tiyatro oyuncusuyum, dizi değil. On yıldır ne bir ajans ne bir yapım şirketine gitmedim.

"Zoraki Damat" la ilgili bilgilendirebilir misiniz, sürecini ve başarısını merak ediyorum?

Onu aksam anlatsam olur mu?

Elbette, bekleyeceğim, saat kaç gibi müsait olursunuz?

Akşam saat altı' gibi yazarım.

Teşekkür ederim.

Rica ederim.


DAHA SONRA

"Zoraki Damat" aslında geçen sezonun iş yapmamış oyunlarındandı. Biz Tolga Bey'le yaklaşık üç yıldır birlikteyiz ve "repartuar tiyatrosu" oluşturmaya çalışıyoruz. Bu muhteşem kadroyu görünce oyunu kaçırmak istemedim. Eski ekipten bir arkadaş ayrılmıştı onun yerine ben dahil oldum. Sonrasında oyunun te'lifini de aldık ve sahneye koyduk, durum bu...




Gösterimi sürdüğüne göre; iş yapmayan gösterimden farkı nedir, izleyici değerlendirmelerini nasıl değerlendirirsiniz?

Yanlış anladınız. Geçen sezon boyunca sadece on gösterim yapan oyun bu sezon Nisan ayında gösterime tekrar girmesiyle şu an on iki oyun sözleşmesi yapıldı ve sezon Mayıs sonunda bitiyor. 

Resim sergilerinden de paylaşımlarda bulunduğunuz görülüyor. Sergilere ilgili misiniz, koleksiyonerliğiniz de var mıdır ve ne tür daha ilginizi çeker?



Resim severim. "Özellikle Rothko benim hayran olduğum tek ressam" diyebilirim. Soyut calışmalar çok ilgimi çeker.

Ayşen Gruda ile aynı sahneyi almak tecrübe ve sanatçı elektriği - ışığı bakımından nasıl bir duygudur?

Ayşen Gruda dediğinizde aslında her şeye cevap verilmiş oluyor çünkü bu coğrafya üzerinde kelime karşılığı olmayan bir isim. Onunla oynayacağımı öğrendiğimde "ölmemem için bir sebep kalmadı" dedim. (Diyalog başlığını bu cümleden almıştır)

Eğitiminize dönecek olursak, hocalarınızın daha çok katkı vermeleri için neler öğretmelerini isterdiniz?

Tabi bu soru, cevaplamam için biraz zor bir soru çünkü sahnede 20. yılını kutlayan bir oyuncuyum ve birçok öğrencim şu an "güzel sanatlarda" okuyor. Ben onlara sanırım, aç kalmayı göze almayı ve ünlü olmamayı öğütlüyorum, hocalarımızdan da bunu beklerim - sanırım.

İzleyicileriniz sizde daha çok neye dikkat kesilmeli, farkınızı kendiniz nasıl belirtirsiniz - belirlersiniz?

Eğitimle ilgili cümleyi şöyle tamamlamak isterim, yalnız kalırsa yukardaki cümle "psikopat mı bu adam" algısı uyandırabilir: "Bu yoldaki insanlar sadece sanatı düşünmelidirler. İnsanların bana odaklanmasından ziyade hikayeye odaklanmalarını tercih ederim. Bana odaklanıyorlarsa popüler kültür malzemesi olurum ve bunu kesinlikle istemem. Bende neyin dikkat çekici olduğunu belirleyemem ancak hikayeye kendimi ölümüne kaptırdığımı kolaylıkla anlayacaklardır.
 
Amerikan sineması ile aranız nasıldır, favorileriniz - büyülendikleriniz olur mu?

Ben yönetmen severim ve kesinlikle milliyetlerini bilmem, merak da etmem. Lars von Trier, Kubick, David Linch ayırdığım yönetmenlerdir. Oyuncu olarak John Malkovich. Bunları gerçekten çok severim.
 
"Malkovich etkisi" diyorsunuz anladığım kadarıyla. Aykırı duruşu çekici olmalı. "Birdman - Atmaca" izlediniz mi?

Hmm, hayır.

Öneririm. Orada da Malkovich türü bir dokundurma içten içe işlenmiş.
Repartuar Tiyatrosuna geri dönersek, plan - projeleriniz nelerdir?


Hmm, izleyeceğim. Tabi önümüzdeki sezon bu proje devam edecek. Sürpriz yeni oyunlar var. Aslında tüm plan ve projemiz "daha çok tiyatro daha çok Anadolu".

Son olarak DT lerle ilgili görüşünüzü de almak isterim ve şikayetçiyseniz çözüm önerilerinizi tabi?

Ben gelenekten gelen biriyim "devletin sanatçısı olmaz" diyeyim ama "DT kapansın" demek değil bu. Çözüm olması için bir sorun olmalı. Türkiye'de yaşananlara sorun demek çok hafif kalır. Karmaşa, kaos ve baskı kültürünün hakim olduğu yerlerde çözüm için derdinizi anlatacak kimse de olmaz. Yani sorun ülkenin kendisinde.
Ve bunun da çözümü yok.

Katkı verdiniz teşekkür ederim. Sorunları çözülmüş bir gelecek dileklerimizle.

Tamam.
Sorun degil.
Tesekkürler.
Katkım olduysa ne mutlu.

Konuşma Sonu

 
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol