DİYALOG MÜZESİ

ENDER GÜZEY İLE

313. DİYALOG ENDER GÜZEY İLE
"BEN BOĞAYIM"

 
-Başarınız sırrı sizce nedir ve Türkiye tercihiniz..?

Başarımın temeli öncelikle çocukluğumda ailemden aldığım kültür, teşvik ve destektir. Daha sonra ilkokul öğretmenim ve nihayetinde fünya çapında bir ressam ve Filozof Mac Zimmermann' dır. Tabi ki bu altyapının devamındaki sonsuz merakım, özeleştirimdir. Her şeyi sorgulamak kendin için sınır tanımamak, çalışmak, çalışmaktır başarının sırrı. Özünde dünya vatandaşı anlayışıyla geçmişini bilerek gününü algılayabilmek bir sanatçının temelidir. En önemlisi dik durmak, dürüst ve cesur olmak olmazsa olmazıdır.
 
-Yaşam boyu olumsuz - negatif etkilerle mücade biçiminiz ve eski dostlukluklarınızı merak ederim.


Ben "boğa"yım, bildim bileli inanılmaz azimliyimdir. İnandığım herşeyi gerçekleştiremeye çalışırım. Sanatımda hiçbir zaman taviz vermedim ve bundan sonra zaten yolumdan şaşmam. Her zaman daha iyisini yapmaya çalışırım kendimi kopyalamam. Birçok ifade tarzıyla sanatımı üretirim. Yaşam sanat, sanat yaşamdır. Sanatın her daim insanları iyileştireceğine dünyayı güzelleştireceğine inandım.
 
-Prof. Mac Zimmermann etkisi..?

Benim için büyük bir şans böylesine büyük bir üstâdın öğrencisi ve daha sonra asistanı olabilmek.
 
-Uluslararası sanatın gücü ve ülkemize etkisi ile ülkemizden dışa açılmanın gerekleri..?

Öncelikle dünya vatandaşı olabilmek, bunun temelinde kültür yatıyor... Bu aileden gelen bir birikimdir kuşaklar boyu kökünüze atılan bir tohumdur. Bunu sonradan telafi etmek çok zordur. Ülkemizde eğitim artık o kadar dibe vurdu ki. -en iyi şartlarda bundan sonra belli bir kültür seviyesine erişebilmek çok ama çok zaman alacaktır. Malesef neredeyse hiç kimse bunun ciddiyetini algılamıyor. Ve nasıl olsa düzelir deyip geçiliyor. Yeni nesillere ülkemizde çok ağır bir miras bırakılıyor. Kimse gerçekleri görmek istemiyor.
 
Almanya ve Amerika dışında Türkiyede bir kaç fakültede ders verdim. Aradaki fark tek kelimeyle vahim. Ben gördüğüm gerçekleri ifade ettikçe insanlar bana belki kızıyorlardır ancak toz pembe gözlükleri çıkartmazsanız ve öz eleştiri yapmazsanız gerçekler çok ağır üstünüze gelir.
 
-Müze fikri ile akademi geliştirilebilir mi, müzeyi duragan sayar mısınız?

Müze kavramını ben korumak ve yaşatmak olarak anlıyorum, "gömmek" olarak değil. Ben ARThill'i bağımsızlığımın simgesi olarak görüyorum. Müze olarak da isimlendirmiyorum aslında burası benim eserlerimi koruyan ve yeni eserlerime ev sahipliği yapan, benim sanatımla tanışmak isteyenlere kapısını açan "Sanat Tepem"dir.
 
-Eserlerinizde izleyicinizin en dikkat etmesi gereken nokta nedir?

Bakmayı değil görmeyi bilmek. Bilmiyorsa da öğrenmesi gerekir.
 
-Sanal âlemin sanata olumlu - olumsuz etkileri nelerdir?

Gerçek olmayanı gerçek sanmak her şeyin tılsımını yok eder. Bir orjinal sanat eserinin karşısında durduğunuz zaman o eserin ve onu yaratanın titreşimini hissedersiniz. Nasıl bir kitabın sayfalarını çevirirken o kağıdın kokusunu alırsınız veya bir enstrüman tınılarını vücûdunuza, teninize aktarır.... Sanal dünya sizi bütün bu güzelliklerden uzklaştırır.
 
-ArtHill ihtişamı sürekli canlı yayınlarla internetten yayınlanabilir mi?

Olabilir ama pekte önemi yok, merak eden ve hak eden ARThill'i bulur.
 
-"Manda yuva yapmış söğüt dalına" türküsü sizde ne ifade eder?

Almanlar "Getürkt" derler yalan söylendiği zaman. Yani "Türklendin" anlamına gelir bu kelime. Belki kendini NET ifade etmemek ve dolaylı yollardan sözüm ona gerçekleri söylemeye veya söylememeye çalışmak ve sonunda yalan söylemek -belki bize has bir şeydir ne dersiniz ? Eminim bu yorumum birçok insanı kırmıştır ama ben buyum, dürüstüm...
 
-Medeniyete dönüşen kültür çekirdeklerimizde sizi en etkileyen hangileri olmuştur?

Anadolu Medeniyetleri o kadar zengin ki hangi birini söyleyebilirim. Ama "Boğa Kültü" diyebilirim.
 
-Savaş, baskı, refah düzlemlerinde ortam - çevre etkileri ile gelişim bağlamında şans tabirini kullanır mısınız?

"Ne Şans ne de Kısmet", ilkelliktir insanı şiddete iten. Bunun övünülecek bir tarafı yoktur. Bu ilkellikten kurtulmanın çıkış yolu: "Hümanist eğitime ağırlık verilmesidir". Fen değil sanat dalları ve felsefe, okullarda en çok yer aldığı takdirde gelecek nesiller kendileriyle ve farklı düşünenlerle barış içinde yaşayacaklardır. Eğitimde "At yarışına" son verilmelidir!
 
-Yurtdışında sanat faaliyetlerini sürdürmek isteyenlere ne önerirsiniz?

Öncelikle dünya sanatını tanımalarını... Çin' de Japonya' da genç sanatçılar ne seviyedeler onları görmeleri gerekir. Bu yolun ne kadar zor ve uzun olduğunu o zaman anlayacaklardır. Buna rağmen bu işe gönül veriyorlarsa cesur ve dürüst olmaya kendilerini hazır hissediyorlarsa ... yolları açık olsun.
 
-Ender Güzey bireyselinde evrene - cosmos, yaydığı sinyalin rengini tarif edebilir misiniz?

Ultramarin mavisi ve venedik kırmızısı.
 
-Küreselleşmeye doğru kıtalar ve bölgeler sıralaması yapar mısınız?

Bir bütünün sırası mı olur? İsmi üzerinde "Küre" bunun başı sonu ve sırası olabilir mi?
 
Ender Güzey
 
 
Gala Açılışı 9 Temmuz 2016 Cumartesi saat 20:00
 
Güzey ARThill açılışını 70 lerden bugüne kadar olan sanatsal çalışmalarının öne çıkan eserlerinden oluşan bir Retrospektif sergi ile gerçekleştiriyor. Her zaman ilklere imza atan Güzey bu sergi açılışında Türkiye’de ilk defa, bir adet eser için
Paranın geçmediği bir satış modeli uygulayacaktır.
 
Bodrum Alazeytin Kızılağaç - Yalçiftlik arası
 
 
 
ENDER GÜZEY
 
1951 İstanbul'da doğdu.
1969 -1973 Münih Güzel Sanatlar Akademisi'nde Prof. Mac Zimmermann atölyesinde resim ve heykel öğrenimi gördü.
1973 -1975 "Master Öğrenci" olarak Üstün Sanatsal Başarı ile Yüksek Lisansını tamamladı.
1975 -1977 Münih Güzel Sanatlar Akademisinde Prof. Mac Zimmermann'ın asistanı olarak görevlendirildi.
1978 -1982 Mönchengladbach VHS'de Güzel Sanatlar ve Yaratıcılık Bölüm Başkanlığı ve Doçentlik görevine getirildi.
1982 -1988 Münih, Ammersee'de, atölyesinde özgün çalışmalar yaptı ve „Kunst-Galerie Herrsching“ Sanat Galerisini kurdu ve yönetti; Çağdaş Sanatın uluslararası isimleri ile sergiler gerçekleştirdi.
1990 -1991 Mimar Sinan Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesinde Performans dersleri verdi.
1996 -1997 İstanbul Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinin Büyükada‘da Kuruluşuna destek oldu ve aynı fakültede ders verdi.
2006 USA Montana Üniversitesi performans, Obje dersleri verdi ve “Ender Güzey, Ateş’ten Doğan” isimli bir sene süren ABD sergi turnesi gerçekleştirdi.
2007-2008 “Ender Güzey Bütünsel Sanat Müzesi” ismi altında kişisel Müzesini Bodrum’da 200 yıllık tarihi bir bina’da kurdu.
2009 Bodrum Merkez ve Kadıkalesinde “Güzey Art Lounge” ismi altında Ender Güzey eserlerinin sergilendiği iki sergi salonu kuruldu.
2009-2010 Muğla üniversitesi Bodrum Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesi.
 
 İKİNCİ BÖLÜM

Merhaba :)
Sanat camiasında inisiyatif, otorite nasıl kazanılır ve faydaları nelerdir?

 

Ender Güzey: En önemli olan öz eleştiridir. Bu unsur tabi ki bizim milletimizde olmayan bir unsurdur... Türkiye'de Hindi gibi böbürlenmek prim yapar. Ülkemiz kendi kendini otorite kabul eden beceriksizlerle doludur.

Cabbar Kaygısız:
Otorite - beceri ilişkisi kurduğunuza göre sanat camiamızın daha iyi yerlere gelmesi için ne öneriyorsunuz?

Ender Güzey: Mütevazilik ve dünyada ne olup bittiğini görerek kendi yağında kavrulmamayı Ve tabi ki iyi bir egitim...

Cabbar Kaygısız: Sermaye birikimleriyle ilgili sorun öne sürenlerin bu savunmaları haklı olabilir mi, yeterince sanat sermayemiz yok mudur?

Ender Güzey: Bu sermaye dünyanın her yerinde azdır kimse kendini aldatmasın her şeyin yurtdışında daha kolay olduğu sanılıyor: Yalnız Münih ve çevresinde 3000 (üç bin) profesyonel ressam var bunun üçte biri sanatıyla hayatını şöyle böyle kazanıyor. Kolay degil yani...

Cabbar Kaygısız: Hükümet fonları gibi başlangıç oluşturabilecek dış desteklerin sağlanarak inisiyatifleri bulup onlarla paylaşma hususundaki fikriniz nedir, neden ülkemizde bu tür fonlara gerçek sanatçılarımız bir türlü ulaşamaz?

Örneğin Kopenhagen Kriterlerine göre ki ülkemiz hükümetleri de buna imza atmışlardır "vergi gelirlerinin % 5 - 8 aralığında SANAT ve ÇEVRE' ye ayrılması" kanunen imzalanmış olmasına rağmen mevcut iktidar bu oranı cami, dernek, yandaş vakif v.s.' lere aktarmaktadır. Neden sanatçılarımız hakları olan bu payı almakta beceri geliştiremiyorlar?

Ender Güzey: Çünki sanatçılar bireysel ego'ları oldukları için örgütlenemiyor.

Fonlar ve benzeri destekler de ancak dernek vakıf ya da şirketlere veriliyor. Bu nedenle sanatçılar değil zanaaatçılar bunlardan faydalanıyor.

Cabbar Kaygısız: Örneğin A.B.' den direkt fon yardımı alabilmek için bireysel sanatçılarımıza ne gibi yollar önerirsiniz?

Ender Güzey: Bireysel yok, en azından ben bilmiyorum. Siz biliyorsanız bana iletin...


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol