DİYALOG MÜZESİ

MUHARREM PİRE İLE

“Sanatçı barikatları yıkandır”. Muharrem Pire
 
346. DİYALOG: ANT İÇERİM
Mustafa Kemal Atatürk'te çalıştı. Ankara'da yaşıyor.

Sanatçı gözüyle türbülans, girdap, çekim gücü nedir ve savaşlara karşı sanat neden zafer kazanamaz?

Değerli dost, sanat, silahlı, siyasi ve ekonomi politik, psişik ve asimetrik tüm sanatlardan daha kalıcı sonuçlarıyla, tarih olan ve tarih yapan bir savaştır. bu bakış açısından baktığımızda diğer savaşların içinde yalnızca devrim savaşları kayda değer savaşlardır. diğer savaşlar yok hükmündedir. '' Yalnız sanatta bulunur ebediyet'' Kazanan yalnız sanat ve bilimdir.
 
Savaş savaştır Abi neticede milyonlarca masum insan ölüp gidiyor... O eşsiz insan denilen varlığın yok edilişi...

Üç beş yıl sonra hiç bir izi kalmayacak... sonuçları itibarıyla yok hükmündedir.

Çok acımasız bulurum bu ve benzeri yorumları. "Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir" gibi bir şey...

Evet asıl savaş, ''Ölen ölür kalan sağlar bizimdir'' diyebilenlerin hayatta kalma savaşıdır. Ötesi laf-ı güzaftır. (Boş laftır)
 
Haydaa, savaşçı bir kişilikle karşı karşıyayız sanırım İçinizdeki bu savaşçı ruhu sürekli üreten ve yaraları saran bir ruha nasıl çevirebiliriz? Yanıt bekliyorum.

Aynen öyle. Savaşçı kişilik, esas olarak her alanda aynı zamanda yaraları saran ve yeni yaşam biçimini onurlu, insana yaraşan yaşam biçimini var etme stratejilerini ve yapıcı ve kurucu projelerini üreten ve yaratan kişiliktir. en belirgin örnek savaşçı kişilik Mustafa kemal Atatürk'tür. Maraşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk, sadece bir asker değil aynı zamanda geleceği tasarlayan ve örgütleyip örgüleyerek yaraların sarılp yeni bir hayatı kurgulayan önder kişiliğiyle belirginleşen,'' Vatan savunması dışında savaş bir cinayettir'' diyebilen ve ''Yurtta sulh Cihanda sulh'' stratejik siyasi kararı hayata geçiren tek ''savaşçı'''dır.
 
Savaşçı ruhu zaten budur.
 
O ruhun genele yayılıp sanata da dolarak dünyamızı daha da yaşanılır, güzel bir yer kılması için neler yapılmalıdır, örneğin silah üreticilerine "bundan sonra bu işi bırakacaksınız" diyebilir miyiz?

Böyle saçmalıklarla medya gündeminde yer alanlar olabilir... Vardır da. Bu hayatın yok hükmüyle üfürükle başetmeye çalışmak gibi gülünç girişimlerle tarih ilgilenmez. Buna Maraşal Gazi Mustafa Kemal (adını sanını özellikle vurgulayarak söylüyorum) 'YURTTA SULH CİHANDA SULH' stratejisiyle dünya barışının yolunu göstermiştir. Amerikan emperyalizminin teorisyenleri en çok bu tez aleyhinde makaleler yazıyor ve kendi saldırganlıklarını meşrulaştırmanın yolunu açmaya çalışıyorlar.
 
Sıkı bir kemalist olduğunuzu görüyorum.

Bir açmaz ile sürdürmek isterseniz, ülkemizde Atatürkçülüğün arkasına gizlenen komünist akımlar var mıdır, varsa kemalizmin bu tür maniplasyonlara karşı tavrı nedir?

Atatürkçülüğün arkasına sadece emperyalizmin uşakları ulan demogoklar saklanır. Savlarının Atatürk ilkeleriyle bağdaşmamasından bunu anlayabilirsiniz. Komünist olduklarını öne sürenler genellikle Atatürkçülüğe ve Kemalizme karşıdırlar. Onlar emperyalizmin beslemeleri olanlardır ve aslında komünizmle ve marksizmle ilişkileri yoktur.
 
(Gerçek) Komünistler Atatürk'e ve kemalizm'e saygılıdırlar. İşin özü ezilen ve sömürülen uluslar ve ülkelerle emperyalizm arasındaki savaştır. Öne çıkan çelişme budur. uzlaşmaz karakterdeki bu çeliymeyle kapışmanın adı ulusalcılıktır. Soru tarzından bu konulara uzak olduğunu anlıyorum. bu nedenle bu gayet açık ve anlaşılabilir, (açmaz değil) bir alandır demekle yetineceğim. başka soruların varsa sevinçle açmaya çalışırım.
 
Bu konularda (siyasi, ideolojik v.s.) fazla kafa yormamaya dikkat edenlerdenim. Sonuç itibariyle anlamsız kavgalar gibi gelir bana. Lakin yetki ve sorumluluğu olan bir yerde bulunsaydım örneğin devlet başkanı filan olsaydım daha çok kafa yorardım. Bizde ki kahve didişmelerinde olduğu gibi herkes bir ülkeyi yönetiyor sanki...

Neyse buradan çıkış yok. Gelelim konumuza.

Siz bir sanatçı olarak, yaşam boyu tecrübeler ve üretimler doğrultusunda genel değerlendirme yaparsanız, neleri doğru neleri yanlış yaptınız ve okuyucularınıza önerileriniz nelerdir bu bağlamda (savaş, sanat, türbülans ve girdaplar...)?


Gazi Eğitim Enstitüsü ikinci sınıfa kadar bütün öğretmenlerimin bana 'olağan üstü, dahi gibi değerlendirmeleri ve bana kritik verme yerine evladım sen zaten sanatçısın, istediğin gibi çalış'^. yaklaşımlarından sonra, kendime sordum. 'Pire, çok yetenekli olmak ve herşeyin iyisini yapabilmek sanatçı olmak için yeterli midir?'
 
Kütüphaneye gittim ve primitiflerden bu yana tüm sanatçıların özgeçmişlerinin kitap adı ve sayfa numaralarını ve konu başlıklarını yazdım. Bu adamlar ne yapmışlar ki, dönemlerinde binlercesi var olan sanatçılardan farklı sayılmışlar ve tarihin saygın halkalarına adları yazılmış ve yerlerini almışlar diyerek, Yabancı diller bölümlerindeki arkadaşlara gittim. tespit ettiğim sayfaları birer birer dağıtım. çevirmeler bir hafta sonra elimdeydi. Okudum, okudum ama aradığım yanıt belirgin değildi. Bu yazılar benden gerçeği saklıyor düşüncesiyle ''Yazılmayanı okuyabilmek için yeni bir sorgulamaya giriştim. Uzatmayayım, bir yıl kadar sonra Sınıfta kimsenin olmadığı bir akşam üstü tahtaya yeminimi ve andımı yazdım:
 
''Geleceğimden korkmadan, Egemenlik sistemleriyle ve ezilenlerin safında emperyalizm'e ve tüm uzantılarına karşı savaşacağıma, sanatımı bu savasın içerikleriyle donatıp bu savaşta etkin kılacağıma and içerim.'' diye yazdım. karşısına geçtim. sağ elimi kaldırıp yüksek sesle okumaya başladım. O sırada içeri giren altı arkadaım da Pire dur ben de katılıyorum dediler ve hep birlikte and içtik. İlk bedeli mezun olduğum yıl Avrupa sınavlarını birincilile kazandığım halde gönderilmemek oldu. Arkası uzun hikaye, uzun yıllardır görüşmediğim bir arkadaşıma, yaşadıklarımı anlatmak için iki ömür daha yetmez' diye özetledim. Hiç pişmanlığım olmadı. Rüzgalar, fırtınalar ve girdaplar ve çok cazip çok çekiçi teklifler yolumu değiştirmeye yetmedi.Bakkaldan peynir ekmek alacak paramız olmadığı bir gece uyku arası yatağımdan kalkıp ev halkının duymayacağı bir alana gidip ''Korkmuyorum, topunuzdan, tüfeğinizden ve PARALARINIZ'dan'' diye bağırdım. ve hala savaşım bu minval üzredir.

 
Ürettiklerinizden devam edersek buraya bir kaç örnek rica edebilir miyim, mümküse başlangıç, ortalar ve son dönem'den birer örnek lütfen...
 
YORUMLAR

Hasan ÇAĞLAYAN
30.01.2024

Sanat direniştir. Sanat  olmayanı aramak, yapılmayanı  yaparak kanıksanmış ve bayağılaşmış kuralların dışına çıkarak, yeni bir bakış açısı ile var olan yada olma olasılığı çok yüksek gerçekleri haykırarak, estetik değerler çerçevesi ile ortaya koymaktır. Sanat günümüzde algılandığı gibi halk böyle istiyor, böyle yaparsak daha çok satarız, daha çok reyting alırız mantığı ile yapılmaz. Para denen kavram  birinci derecede öne çıkar ve sanatın önüne geçerse o yapılan eser ya duvar süsüdür ya da show amaçlı yapılmış bir gösteridir.
 
Gerçek Sanatçılar egemen güçlerin gölgesinde onların çıkarlarına göre eser üretemezler. Onlar için amaç günü kurtarmak değil geleceği kurtarmaktır. Örnek olarak Van Gogh 'u gösterebiliriz. Yaşadığı dönemde egemen güçlerin kuralları ile ters düştüğü için bir tek resmi dahi satın alınmamış olmasına karşılık vaz geçmemiş kendi ilkelerinden taviz vermemiş egemen güçlerin karşısında halk böyle istiyor diye  eğilmemiştir.
 
Ne yazık ki  o dönem ona bu yaklaşımı reva görenler şimdi milyon dolarlar vererek eserlerini koleksiyonlarına katmaya çalışıyorlar....
 
İşte Sanatın gücü budur. 
Egemen güçler güne Sanat geleceğe ışık tutar. 
 
Saygılarımla...
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol