DİYALOG MÜZESİ

ÇOKLU KARMA

2019' YILI WB YAPIMI FİLMİN ANA TEMASIDIR
 
Gruplaşmanın gerekçesi nedir, başkalarına temas etmekten neden çekiniriz?

Sema Mağara
Çünkü aslında fikrimiz bilgiye, tecrübeye değil çoğunluğun gücüne dayanarak edinilmiştir. En ufak bir tereddütte yıkılıp kaybolup gideceğini biliriz.
Değişimin kaçınılmazlığını sindiren kişi yıkımdan korkmamalıdır çünkü her yıkım yeni bir doğumdur aslında ve yeni bir fikrin varoluş şeklinin, duruşun doğumudur.
Evet yol acılıdır ama bu yolun sonunda insanın kendinde gördüğü dönüşümler buna değer...

Erkan Yazargan
: Talancılığın hâkim olduğu dönemlerden genlerimize işlemiş hayatta kalma dürtümüzün gücüdür bu sonuca varmamızın nedeni.
Sorunun içinde de belirtildiği gibi başkalarına temas ederek bu negatif tutumlarımızdan kurtulabiliriz.

İlk temastan sonra her şeyin hiç de bize ezberletildiği gibi olmadığını anlayıverir ve geçen sürede kaybettiklerimize hayıflanırız.

Tabii bütün bunların gerçek' leşebilmesi için tarafların sakin olması, meşgul olmamaları ve ortak zeminde duruyor olmaları şarttır.

Mine Zabci
Gruplaşmanın hangi ülkede olduğu önemli. Gelişmiş ülkelerde fikirler sağ, sol, işçi , demokrat, çevre diye toplanır yani çatıları tektir. Bizim gibi çok bilenlerin ama üretime konuşmaktan başka katkısı olmayanların %100' den fazla siyasi partisi vardır. Çünkü fikrin doğruluğunu kabullenmektense kendi bildiğimizin doğruluğuna inanır, inat eder ve kendimizi demokrasi altında dağınıklığa ayrırırz yani.

Kışkırtıcılık ve kendimize yatığımız düşmanlık. O yüzden toplum ileri adım atamamış ve bu kararsızlıkla kendini cahilliğe sürmüştür.

Nalan Sanal
Gruplaşmalar kendilerini daha güçlü hale getirmek isteyenlerin tercihidir. Zayıf insanlar zaten hep gruplaşır.

Korkak olduğu için olabilir mi temas bozukluguda bir tür hastalık mı acaba?
 
Benil Özyürük Kendimizi bedenden ibaret zannederek BİR olduğumuzu görememekten,

Doğru bildiğimiz düşünce kalıplarımızın herkes tarafından benimsenmesi gerektiği inancından,

İlahi veya Metafizik düzlemde nihayetinde herşeyin HAKKA döndüğünü bilmemekten,

Tarih bilgisi ve binaenaleyh olaylara perspektiften yoksunluktan,
Adalet, huzur, bilim, ilim, sanat ve sevginin yayılmasından şahsen sorumlu hissetmeksizin seyirci kalmaktan,

Muhakeme ve vicdan süzgeci yerine başkalarının söylemleri dahilinde reaktif hareketler gerçekleştirildiğinden ............

Boşuna düşmanın ismini kafa karışıklığını ortadan kaldırmak adına "Cehalet" olarak vermemiş Atam....

Love & Peace

Fulten Geyikler
Guruplaşmanın yanı sıra birbirine itaat etmeyi de getirir. Grup içinde öz eleştiri yapılamaz olur. Gruptakiler sizi farklı görüşünüzden dolayı dışlamaya yatkın olurlar...

Bütün bu olumsuzluklara rağmen birleşmenin gereği önem taşır. Her şeye rağmen grupta birliği bozmadan, yozlaşmadan, iç eleştiri bilinci geliştirilmelidir. Örgüt denetimi de çok önemlidir, grubun uzantılarının nasıl çalıştıklarını anlamak açısından.

Özetle: "Birlikten kuvvet doğar".


 
BİRİNCİ BÖLÜM:
"Aydılanma Felsefesinin Üretim Ekolü" denilince ne anlamalıyız?
 
Aylin Karadağ Reform, devrim anlamalıyız. 18. Yüzyıl felsefe yüzyılı.
Herkesin kısa mesafesi aynıdır, iki şakak arası. Ancak kullanımı önemli. Alt, üst akıl değil kendi aklını nasıl kullandığı ve ne ürettiği ile alakalı. Aydınlanmadan anlaşılan ne yazık ki şu süreçte ampulden öteye gitmemekte...
Dolayısı ile üretememekte, üretilmemekte..

-Hangi gerekçelerle doğmuştu, günümüzle özdeştirirsek hangi benzerlikleri görürsünüz ve bugün nasıl sürüyor?

Ortaçağın dayattığı Arabizm eksenli dünyayı tehdit eden din ve putlaştırma, kültür eksikliği ile toplumsal yaşamın önünün tıkandığı, sonuç alınamadığı, insanlığı etkileyen evrensel nitelikler fark edildiğinde ortaya çıkmıştır. Günümüz ile bağdaştırır isek ortadoğu hariç dünyada ki tüm gelişmeler ve dünya farkındalıkları umut verici.

Yaşanılabilir dünya çabası her geçen gün biraz daha ön plana çıkmakta ve ilerlemekte. Üzerinde yaşadığımız mucizenin özellikle insanlığa ne sunduğu konusunda harika gelişmeler var. Kendi coğrafyamızda ne yazık ki kültür erezyonun yaşandığı, ortaçağ rüzgarının estilirildiği bu süreçte sadece bizleri değil, tüm dünyayı tehdit eden bir olgu gelişmekte.

Din ile parfümlenmiş iç ve dış siyaset hamleleri sosyal, ekonomi ve kültürel açıdan hiç umut verici değil. İsyan kültürünün gelişmesi sonucunda yenilenmeye, yani devrimlere muhtaç...

-Korkutulmuş okumuşlar ve bastırılan köleleştirilen yığınlar arasından "aydınlanmacı pırıltı veya fışkırmaların" olabilmesi için neler yapılmalıdır, uluslararası dayanışma nasıl geliştirilebilir?

Din ve din cehaleti ülkenin baş belası. Korkaklar ve ön görüsüzler ile kaybedecek vakit yok. Onlar ile köleliğe razı olanların sayesinde bu durumdayız. Ülkeyi bu hale getirenler mi kurtaracak geleceği ve aydınlanmayı. Ülke , kurum ve kuruluşları işgal altında. Bunların sayesinde yenilikçi, kalemi kırılmış, ancak cesur, hareket kabiliyeti sıfırlanmış, güven veren aydınlanmacılar, gazateciler, yazarlar, düşünürler ve akademisyenleri keşfedip fırsatlar yaratılarak desteklenmesi, güç verilmesi aynı zamanda onların duyulması ve duyurulması sonucunda varacağımız nokta kuşkusuz ki aydınlanmanın önünü açacaktır.

Bana yaşatılan örnekler var. Birlik ve beraberliğin en ihtiyaç duyulduğu bu süreç, bizim yalnızlaştırılma, hesaplaşma ve cezalandırmamız ile başladı. Bu kuşakta kim nerede, ne yapıyor, ne ile mücadele ediyor kimse farkında değil. Kastım cezaevine girip sonra milletvekilliği ile taçlandırılanlar veya kendi eksenlerinde biri birilerini destekleyenler değil, gerçek cesur, aydınlamanın farkında olan, ancak toplumsal yaşayıp, toplumsal düşündüğü için tek başına bedel ödemeye mahkum edilenlerdir.

Öncelik buradan başlayıp bir kıvılcım yakalamaktır.
Ekonomidir gelir geçer. Bir ülkenin çökertilmesi eğitimle başlar ve sonlanır. Sorgulanmayan inanç, tasarlanışın ta kendisidir...
Tasarlanıyor olmaya hayır diyenlerin gerçeğine inelim...

-Yaşadığınız yerdeki aydınlanma kıvılcımlarından bahsedebilir misiniz, evrensel bazda..?
 
Şu an kıvılcım yok. Kül olduk. Yeniden doğmak gerekiyor. Ortaçağdan bu güne dinsel düşüncenin egmeneliği altında biçimlenmiş siyasal, feodal iktsadi üretime derhal son verilmeli. Yüzümüzü ortadoğuya değil, Cumhuriyet ilkeri ekseninde batıya çevirmeliyiz. Esasen tüm savaşların nedeninin dünya rezevrleri ile alakalı olduğunu, dünyanın tükenmeye yüz tuttuğunu, cehaletin dünyayı tükettiğini, cennet ve cehhennem safsataları ile ortdoğu güruhunun uyutulduğunu, akıl ve aydınlanmanın dünyayı kurtaracağını, insanlığa hizmet edeceğini kinin, öfkenin ve nefretin sermayedarlerına değil aydınlanma kuramcılarına inanmak gerektiğini ideolojik ezberci önderlere iyi anlatmak gerekiyor. Tabi dini kendilerine sermaye yapmış kesime değil, kendilerini aydın diye niteleyen kendilerini medyada pazarlayanlara. Bu organizasyon kuşkusuz kolay değil.

İmkan ve zaman gerekli. Gelecek kuşaklara temiz dünya bırakmanın yolu ön temizlik ile başlamalı. Her iki tarafın oyuncaklarını artık ellerinden almalıyız. Çok büyüdü onlar. Aydınlanmanın bana göre en önemli kıvılcımlarından biri yenilenebilir enerji kaynakları. Sanatın gücünden ilham alınmalı ve toplumsal bilince gerçek sanatçılar ile dünyanın kurtarılması, doğru kullanılması için Avrupa Birliği ile birlikte projeler üretilmeli ve çalışılmalıdır. Yaptığım uluslararası arge sayesinde elde ettiğim sonuçlar var. Her ülkenin kendi ekonomisine, istihdamına katkı koyan olağanüstü bilimsel verilere dayalı mükemmel çalışmalar var.

Yatırımını devleti soyarak değil, ülke yararına katkı koyan yatırımcılar harekete geçirilmeli. Korkmadan, yılmadan, usanmadan.

Bir şeye daha vurgu yapmak isterim, hani şu hayır gelmez dedikleri gençlik var ya, ben onlardan çok umutluyum, mutluyum, hayranlık ile onları izliyor, diyalog kuruyor ve her fırsatta onlar ile bir araya gelip beyin fırtınası yapıyorum. Onlar; bizim, Cumhuriyetin çocukları. Umudu, sabrı, hoş görüyü kuşanarak korkusuzca daima bir araya gelmeliyiz.

Erkan Yazargan
Kültür köklerimizde IŞIK ile özdeşleştirilen aydınlanma özellikle Anadolu coğrafyamızın da en temel dinamiklerinden biridir.
Ortacağın karanlığında kıvranan insanlık kilisenin karanlığından kurtulmak için bu yolu tek çıkış olarak bulup hayata geçirmişlerdir.

Günümüz dünyasında, o günden bu güne ilginç benzerlikler arzeder.
Bir türlü aşılamayan korku - cehennem gerekçeli inançların insanlığa verdiği zararlardır. Başını Vatikan' ın çektiği bugün halâ etkinliğini sinsice sürdürme maharetini gösteren güçlerdir. Bunların aksül ameli ülkemizde Diyanet, İran' da molla düzeni, Mısır' da Ezher ve İhvan, diğer coğrafyalarda "inancı hayatın merkezine oturtan" tüm güçlerdir.

Aydınlanmanın filozof, sanatçı, öncüleri öne çıkmaz çünkü lider çevresinde kümelenen bir gelişim değildir.

Ayırdına varabilmek için en temel kriter dincilik ile bilim kavgasının taraflarını belirlemektir. Her hangi bir kişi bilinçli veya bilinçsiz dünya görüşünü bu iki' den hangine göre düzenliyorsa o tarafın çalışanıdır.

Öngörülerimize göre; insanlığı yalanlarla avutarak gençliği uyuşturucu ve alkole iten dinci hegemonyanın yıkılıp dağıtılması çok yakındır. "Belki bugün belki bugünden de yakın".
 
İKİNCİ BÖLÜM:
"Ama yeteneği var" sözünden ne anlamalıyız, referans nedir?

Fulten Geyikler
Yetenek yetmez istek ve aşk gerekir bıkmadan usanmadan çalışmak gerekir...
Ürettiği işlerin toplumca kabul görmesi ve onaylanması, beğenilmesi için alaylı olup olmaması hiç önemli değil.

Sema Mağara
Direk olarak 'tembel' biri olduğu...

Semra Üstündağ
Yeteneğin ne kadar önemli olduğunu.
Evet, yetenek hakikaten önemlidir. Çünkü; ilk adım hep yetenek sayesinde atılır, başarı ise çok çalışmayla gelir.
Sevgi ve saygılar.

Neslihan Dağlı
Çok çabalaması gerekli, yeterli görünmüyor.

Gulsun Karadayi
Eğtimi yok ama yeteneği var.

Ismail Şenel
Manque de Discipline

Ipek Mutaf Böler
Yetenek doğuştandır ama çalışıp geliştirilmezse olduğu yerde kalır. Eserlerin tanıtımıyla ilgili destek ise yarattığınız bir eseri -besteler, sahne prodüksiyonları, resimler, sanatçısı ve eserin dekoru yani eserin tüm omuriliğini - mutfağını, yaratıcı güçleri verip lojistik destek olmazsa eserinizi veya isminizi duyuramazsınız.

Eğitimsiz yetenek hiç bir işe yaramaz. Yaradığını zannederiz fakat bir süre sonra oraya çıkar...

Cem Sultan Ungan
: Bir şeye benzemek onun ve o işe dahil olmak, geçmişteki algılardan geçer, bu çocukluk yoğunluğu zamanla kendini belirli mesleklerde belirtir. Bu tabi Yukardaki cümlenin hangi yaşta, kim tarafından, nederde söylendiği, kader çizgisindeki noktasının de önemi var.
Yani o ana kadar hazırlanmış bir hayatın da aslında mesleki yada kaderci olarak Karşılaşması diyelim.

Zülküf Abbasoğlu
: Başarılı ama biraz idare etseniz, torpil gibi özel yeteneklerde mevcut şuan.

Doğru referans nasıl olmalı söyliyeyim ismini verdiği kişinin karakteri, kişiliği, kazandırdığı ve yetiştirdiği kişiler,bilgisi en önemli hak hakkıyla gelmesi.

Gizem Burcu Gerçek
Iş ahlakı ve kendine saygı referansin olmassa olmazı benim düşünceme göre. Ama dediğiniz gibi ayrıntı.

Genel olarak söylemek gerekirse, sanat ve referans için sanatı ile kendi yeterliliğini kanıtlamış ve başarıları ile bunu desteklemiş bir sanatçının, yetişmete olan bir sanatçı adayı için başarılı olma durumunu desteklemesi, ona inanmasi ve kişi için gerekli yerlere fikrini beyan ederek oneride bulunmasi.

Tansel Yilmaz
Refarans " yetenek". Tabi bu yetenegi gorup anlayacak, değerlendirecek "yetenekteki " insanlar daha büyük referans

Zeynep Serra
Yeteneği var herhalde yaşını almış birisi için kullanılamaz. Gençse söz konusu olan kişi sadece destek olunmalı. İçinde yaşadığımız sistem çok mu doğru, adil?

Mehmet Sağlam
Kısır döngü.

Tolga Göçen
"Mezarlar kahraman olacakken olamamışlarla dolu" deyişi iyi bir örnek. Yeteneği işlemek ince eleyip sık dokumak gerek...
 

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM:
"Hayat şartları ve sanat" denilince ne anlamalıyız?

Figen Sehan
Zorluk ve mutluluk

Feryal Cakir
Bu zor şartlarda insanların yaşam gailesinde mücadele ettikleri bir günün akşamında konsere, sinemaya veya tiyatroya gidip zevk aldıkları ve mutlu oldukları birsey yapmalarıdır. Buna sosyallesme denir. Bu tür sanatsal faaliyetleri çocuklarımıza da küçüklüklerinden itibaren alıştırmak çocukların geleceği açısından çok yerinde bir eylemdir.

Kut Tuncay
Her halde öncelikle var olmanın varligini sürdürebilmenin de bir çeşit sanat yeteneği olarak kabul görülmesi gereken bu cografya insanında başka türlü algilanası değil bu soru...
 
Cabbar Kaygısız Kuvaldin bu yaklaşımı (hayat şartlarını geometriyi kullanarak ifadeye çalışma) neden tercih etmiş olabilir ve benzeri muadili yaklaşımların sanata etkileri neler olabilir?

Zeynep Baş Sanat o ne yenilen bişey mi yoksa içilir mi taşınırmı sabit mi yıkanırmı... hayatsa tam bir dramdır ...kimine göre ...diğerlerine göre ise sanat ...onlar cevap versin

Nurcan Turkoglu
Sanat hayat şartlarının tek düzeliğinden alıp sonsuz boyutlara itici bir güçtür.

Cabbar Kaygısız
MİNİK BİR NEGATİF ELEŞTİRİ

Bizimki gibi ruhuna tecavüz edilen toplumlar doğuştan üstün ümmet olduğumuz için bir yerlerden VAHİY gelmedikçe gözünün önündekini bile görmeme / görememe ağır cezasıyla cezalandırılmışlardır

Barış Erdoğan
Sanat, sanatçısını aç bırakan faaliyet; sanatçı, sanatının kölesi ve körüdür.

Sanatçı zamanı aradan çıkarmadıkça hayat şartları çetelesinde yol alması imkansız.

Umut Madran: Hayat şartları denilince hayatımı devam etmem için para kazanmam,kazandıklarımla boya fırça almam ve resim yapmam gerekiyor,arada alkol almam ve sigara tüketicisi olarak sigara da almam gerekiyor,bunlar hayat şartlarım ve bunlar olmadan sanat yapamıyorum,hayat şartları denilince aklıma gelenler sanat denilince 08:30-17:30 belediye de işin içinde boya olan biçok işe gönderilen biriyim ve tüm bunları akşam 17:30 dan sonra adam akıllı sanatımı zevkle yapmak için katlanıyorum,asıl mesaimin 17:30 dan sonra başlaması sanat denilnce aklıma gelen ilk şey....

Gizem Burcu: Gerçek Hayat şartlarına göre sanat yapmak ya da yapamak, sanatçıların hayatları hakkında araştırma yapınca kendini daha iyi gösteriyor. Mesela Modigliani, bu şartlardan anladığımız yalnizca ekonomik durumsa gayette yapılabiliyormuş. Burada önemli olan gerçekten isteyip istememiş. Ancak hayat şartlarından genel bir hayat döngüsünü anlayacaksak sanat hayatın kendisi olduğu için hayattan ve var olan koşullardan etkilenmesi kaçınılmaz bir gerçek. Sonuçta insanlar açık sistemler gibidir.
 

DÖRDÜNCÜ - SON BÖLÜM:
"Malzeme parası bulamıyoz" diyen bir sanatçıya ne önerirsiniz?

Canan Güldal
İmece. Hepimiz aşağı yukarı aynı sıkıntıyı yaşıyoruz. Birbirimizle paylaşmak olamaz mı?

Şerife Türker
Ben şahsen kendi özel harcamalarımdan ödün vererek malzeme alıyorum..
İzzet Şahap "Önce Türkçe konuşmayı öğren" diyebiliriz mesela...

Yeri geldi mi, Türk kahvesinden, Nescafe' den bile yararlanabilir.
Tabiki yapraklar, fimo hamur yayarak, kumas parçaları, kozalak, çam iğneleri, dökülen ağaç kabuklari, kuşlardan düşen tüyler, vidalar, somunlar, civatalar, ve evde aklınıza gelebilecek her şey...

Memo Kosemen
Pahalı ve şekilci malzemeler yerine hırdavatçı dükkanlarından boya almalı! Ekteki sergideki işlerin tamamını inşaat boyası ve hasardan satılığa çıkmış hurda kağıtlar ile yapmıştım:

Fulten Geyikler
Hertürlü materyalden sanat üretilebilir istenirse. Sanatçılar birleşerek kendi aralarında dayanışma sağlayabilirler mi, bilemem ama kendi ürettiklerini satarak malzeme temin edebilir. Sadece söylemesi kolay. Organize olmak gerekir bu konuda....

Eser Credence Batbay
Kahveye gelene kadar çamur var, çimen var her yer renk dolu. Meyvalardan, sebzelerden kokusu için çiçeklerden yağlar çok zevkli çook

Yaprak Çika
Akacak kan damarda durmaz, akıtacağın varsa ellerin ve birkaç damla kan yeter mesela, diyebilirim.
Sanat yapıcam da malzeme alamıyorum dersem samimi olmam, değil mi? Sarsılıp kendime gelmem/getirilmem gerekir. Şiddet tutkuya, o da sanata dönüşsün hayatlarımızda, sevgiler herkese.

Gülru Atak
Ben çağdaş sanatı irdelemelerini tavsiye ederim. Bilgiyle donanınca neler yapabileceklerini keşfedeceklerdir. Poor art, Body Art, Kinetik Art... Çöp atıklarla, toprakla bile.

Gulsun Karadayi
Kendi malzemeni kendin yap.

Rusen Gunes
: Başbakana mektup.

Nazan Dizen
Ek iş bulmasını.
Tezhip, ebru v.s yapılırsa başbakana mektup geçerli olabilir.

Benil Özyürük
Elde ki malzeme ile yapan yaratıcıdır... Love & Peace

Kut Tuncay
Maalesef evet kaliteli malzeme kaliteli ellerde ve kaliteli emekle muhteşem eserler haline döner. .en azından malzemeye suç bulamazsınız. Haa, şar tımıdır kaliteli eser üretiminin kaliteli malzeme ironik cevap ama hayır işin ikilemlerindendir çok önemli bazı eserlerin inanılmaz kötü malzemelerle ifade edilmisligi.

Hatta mimaride bile halihazırda yaşanır örneklerini taşımakta şimdi özellikle ikametimiz olan bu güzel şehir. Ana soruya cevaben ise asla unutamam sadece salça ve kasapkağıdı ile yarattığım desenlerini nasıl çılgınca paralar getirdiğini Londra' nın göbeğinde üstelik yıllarca sonra desenleri imzalamaya cağırıldığımda itirafilarımla en azından kağıtları polyester vernik ile koruma altına almisligim da olduydu. Elbette layik-ı vechile uygun kalitede malzeme olsa ister gönül de olmazsa da "kalite" li iş üretmenin mutlak temeli addedilemez bence malzeme.
Hiç para bulamamak ise gereken malzemeye oldukça acıklı bir senaryo.
 
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol