OYA KARAEGE İLE
227. DİYALOG
HAWKİNG VE KADIN
Merhaba, öncelikle kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Sizi de diyaloglarımızda görmekten mutlu olacağız.
Mutlu oldum.
Profilinizden şair, yazar ve yayıncı olduğunuzu görüyorum. Yayınlanmış eserlerinizi merak ettim.
Aslında, "olmaya çalışıyor" seçeneği olsaydı ama yok...
Yayıncılık vardır ama..?
İkincisi yolda, "Şahmeran'a Ağıt". Umarım İstanbul'a yetişir.
Nefis. "Yeniden doğar camdan kadınlar" vurgunuzla kendinizi kırılmış gibi mi hissediyorsunuz, diğer kırılmış kadınlar adına mı yazdınız?
Çok güçlü bir imge cam. Koruyuculuk, temizlik, şeffaflık, uzun ömür ve kırılganlık. Tüm kadınları yazdım. Sizce kadını daha güçlü hangi imge anlatır?
Bende kadın; doğurganlığı, üretkenliği, duygu yoğunluğu, şefkati, anneliği, doğanın kendisi gibi bir şeydir. Bence kadın dünyayı düzene koyabilecek alternatiftir.
Sizin taraftan öyle mi gözüküyor?
Biz aynada benim yazdığım gibi görüyoruz. Çok yüklenmeyin bize. Bizim de hatalarımız, zaaflarımız, kırgınlıklarımız var. Ben kadın gibi yazmıyorum. Ben kadın aşık gibi yazıyorum. Hata yapıyorum tüm kadınlar gibi; bağlanıyorum, çabuk affediyorum, sahipleniyorum. Şiirlerimin çoğunda kendime sitemim vardır.
Kadınlar acaba kendilerine bir sığınak, korunak, dayanak mı arıyorlar? Kendi güçlerinin farkındalar mı veya...
Daha güçlü olmayı ister kadın ama duygusallık gibi bir şeytanla savaşır. Hepte yenilir.
Ne olur bunu yapmayalım; kadın erkek değil, aynı pencereden bakalım. O zaman çok kolaylaşacak hayat.
Ne olur bunu yapmayalım; kadın erkek değil, aynı pencereden bakalım. O zaman çok kolaylaşacak hayat.
"Pozitif ayrımcılık" başlıklı kurumsallaşmış kanunlar bütünü vardır özellikle Avrupa'da. Katkısı olur mu veya olmuş mudur, bizden daha ileri (kanunları uygulama bakımından ve uygun kanun üretme yetenekleri ile) ülke ve toplumları örnek almak gücünüze gider mi?
Yüzleşmek için, kendimle aralayıp sisleri baktım hayatıma; ne gelgitler yaşanmış korkak, karamsar, mutlu, umutlu bazen ezgilerle çoşmuş bazen kendini yormuş tutsak olmuş zamana sürüklenip sığınmış bir limana. Susup beklemiş bazen değiştirmek için yazgısını, sorgulamış yargılamış kendisini.Takılmış bir rüzgarın kanadına. Hayallerle avunmuş, kırılmış, acımış, bazen. Zaman zaman kıskanmış yediveren güllerini, bir dalı baştan başa gonca, bir dalı dökmüş yapraklarını. Bucak bucak kaçarken sevgiden bazen de hoyratça harcamış aşklarını. Anladım ki yarım kalmış hep masallar.
Ey aklım! Deli kalbim, yatıştırma isyanlarımı sitem et, kız, kırıl, kendine nereden seyredersen seyret! Hayatını tamamlanmamış hala içimdeki devrim...
Ey aklım! Deli kalbim, yatıştırma isyanlarımı sitem et, kız, kırıl, kendine nereden seyredersen seyret! Hayatını tamamlanmamış hala içimdeki devrim...
İşte çoğu kadının masalı. Ben camdan kadınları konuşuyorum ama farklı iki pencere.
Cam, kristal, elmas veya taş her neyse genel olarak bir soru sormuştum bu aşamada.
(Gülümseme)
Nefis. "Yeniden doğar camdan kadınlar". Kendinizi kırılmış gibi mi hissediyorsunuz, diğer kırılmış kadınlar adına mı yazdınız?
Ben de buna cevap verdim.
O aşamayı geçmiştik ama "kanun ve kadın' a" gelmiştik.
(Gülümseme)
Bu iyi ama acı pencere bu ülkede kadın ve kanun. Of ki ne off... Canımı acıttınız.
Kanunu yazışmaya başlayabilirsek ardından gelenek, töre, yasa, vicdan gibi diğer kavranlarda gelecekti.
Vav! Uzun gece olacak anlaşılan.
Diyaloglardayız ve diyaloglar sürekli bu hareketlilikte akıp gider. Çözüm önerileriniz bizim için değerli.
Radikal çözüm mü? Tüm erkekleri mağaralara kapatalım, şahmeranlara teslim edelim. (Gülümseme)
Radikal, devrimci, liberal, bilimsel, felsefi, hukuki veya her neyse...
Burada feminizm yükseldi. (Gülümseme)
Burada feminizm yükseldi. (Gülümseme)
Hee he öyledir. Yaşasın kötülük. Evet çözüm bu. Erkekleri gerektiğinde kullanıp sonra tekrar mağaralarına tıkalım, amazonlar gibi. Bitti gitti sorun böylece. Fıtratına ters olan düzeni böylece bozalım ve tanrı görevden çekilsin. (Gülümseme)
Aslına bakarsanız bilim; kadının üremek için erkeğe ihtiyacının olmadığını, kendi kök hücresinden üreyebileceğini delillendiriyor.
Bak bunu sevdim. İşte budur. O zaman mağaralarda kalsınlar, hiç çıkmasınlar gerek kalmadı.
"Yalvardıklarımız şimdiye kadar hiç birimize cevap vermedi" Hawking.
Zamanı meydana getirmeye Tanrı'nın sebep olduğunu söylemek ne manaya gelir? Hawking
Olay kadında; zaman, mekan, hayat ötesi, sonrası... hep kadın. Biz size neden eş olalım ki! Yok edelim sizi gitsin, olay bitsin. Kanun, töre, gelenek hepsi.
Biz de sizin için savaşıyoruz, ağır işler yapıyoruz, avlanıyoruz ama... Yeni kanun koyucular ve kanunlar gerekli sanırım.
Aslında çözmek size - bize göre kolay ama bu düzende elde ne var, bu denli çözümsüzlüğe hangi başlangıç ve ne zaman? Ortada düzen filan yok ki.
Dincilik, ırkçılık, etnik dayanaklar, terör... sömürge bir toplum burası.
O zaman özet; TEK YOL DEVRİM.
Bağımsızlığımızı kazanmak zorundayız öncelikle, hepimiz.
hadi yatalım artık ,yarın iş var. Devrim için güçlü olmak gerekir. İyi geceler, kendinize iyi bakın!
Katkınız için teşekkürlerimle. Diğer toplumların kanun yapma güçleri ve yeteneklerine zaman ayırınız lütfen
(Gülümseme)
Güzel sohbetiniz için teşekkürler.
Düzenledikten sonra yayınlarım. 227. diyalog; "Hawking ve Kadın"
Bizde her diyalog ayrı bir projedir. Garanti veriyorum.Hatta bu iş için bir ekip bile oluşturabilirsiniz, katkı - destek benden.
(Gülümseme) Güzel gülüyorsunuz. Hep gülün! Sizi mağaraya kapatmayalım. İşimle ruhum oldukça karşıt. Bir hastane yönetiyorum ve yarın oldukça yoğun...
EK'LER:
Burada mitoloji yazarım. Elliden fazla yazım var. Camdan Kadınların hikayesini yazayım size.
birds you-tube da sayın Işık Yenersu nun okuduğu şiirlerimide bulabilirsiniz.
''Camcının kızı Camcının kızı! Cam kırılır gibi kalp kırılır mı?
Sor bakalım babana,
Cam takılır gibi kalp takılır mı?
”Rumca bir tekerlemedir bu.
Benim için hayatımın dönüm noktası.
Yaşım 5. Şiirle buluşma.
Mübadele yıllarında baba tarafı Girit, anne tarafı Selanik göçmeni evi.
Aşı, dostluğu
Ege kokan kalabalık bir ailenin yaramaz kızı.
Yaşadığım evde, roman vardı, şiir vardı, resim vardı; ve de tebessüm.
Alınan kitaplar aile bireyleri arasında el değiştirilip okunur, sohbetlere konu olur, tartışılıp konuşulurdu.
Babamın hiç itiraz etmeden gittiği ve maddi imkânlarını zorladığı, bundan da asla pişmanlık duymadığı tek yer kitabevleriydi.
Keyifliydi büyümek, büyümemin her anına şahit sevgi yumağı bir aile;yaramazlığımla başa çıkamadıkları için bu şiiri kaç kez okumuşlardır kulağıma... Doğru olduğuna inandığım bu şiir, ödediğim faturaların acı tebessümü…
Hayat kırmamak uğruna hep kırarak yaşatıyor insanı…
İlk kitabım
Camdan Kadınlar.
Belki de bu şiirin yansıması.
Belki kadın adına çok yakışan bir imge.
Ne çok değeri barındırır içinde: temizlik, saydamlık, sağlamlık, kırılganlık…
Bir kadını bu imgeden daha güçlü ne anlatabilir ki?
Merhaba Adım Oya KARAEGE
Camdan bir kadınım ben de
Sor bakalım babana,
Cam takılır gibi kalp takılır mı?
”Rumca bir tekerlemedir bu.
Benim için hayatımın dönüm noktası.
Yaşım 5. Şiirle buluşma.
Mübadele yıllarında baba tarafı Girit, anne tarafı Selanik göçmeni evi.
Aşı, dostluğu
Ege kokan kalabalık bir ailenin yaramaz kızı.
Yaşadığım evde, roman vardı, şiir vardı, resim vardı; ve de tebessüm.
Alınan kitaplar aile bireyleri arasında el değiştirilip okunur, sohbetlere konu olur, tartışılıp konuşulurdu.
Babamın hiç itiraz etmeden gittiği ve maddi imkânlarını zorladığı, bundan da asla pişmanlık duymadığı tek yer kitabevleriydi.
Keyifliydi büyümek, büyümemin her anına şahit sevgi yumağı bir aile;yaramazlığımla başa çıkamadıkları için bu şiiri kaç kez okumuşlardır kulağıma... Doğru olduğuna inandığım bu şiir, ödediğim faturaların acı tebessümü…
Hayat kırmamak uğruna hep kırarak yaşatıyor insanı…
İlk kitabım
Camdan Kadınlar.
Belki de bu şiirin yansıması.
Belki kadın adına çok yakışan bir imge.
Ne çok değeri barındırır içinde: temizlik, saydamlık, sağlamlık, kırılganlık…
Bir kadını bu imgeden daha güçlü ne anlatabilir ki?
Merhaba Adım Oya KARAEGE
Camdan bir kadınım ben de
Camdan Kadınlar sabahımdı ,yeni bir hayatın başlangıcı.
Hep okuyup, karalarken birden kendime verdiğim gayretle hecelerle tanışmamdı .
Hayatıma giren bu yenilik cesaretle aydınlığını getirdi beraberinde .
Camdan Kadınlarda ben vardım.
Hayatla hesaplaşmalarım.
Kırgınlığım.
Zaman zaman umutlarım .
Ama çoğunlukla kendime mesafem.
Zaman akarken avuçlarımdan usul usul ,kendime yakınlaştım, kırıldım, huysuzlaştım, affettim , uzaklaştım.
Şahmeran hep dilimin ucundaydı.
Ona hep hayrandım.
Kadın hayatının tüm fedakarlıkları, umutları, kızgınlıkları , onun ruhundan geçiyordu sanki tüm kadınlara.
Bu kitaptaki şiirlerimi
Şahmeranın ruhu ile yazdım.
İlk kitabımda ki iki satırla başladı bu serüven
Aslında hepimiz birer şahmeranız
Kör karanlıklarda büyür sevdamız...
Şahmeran, her kadının hayat serüveninde ona mutlaka eşlik eden ölümsüz ruh.
Acı, umut, aşk, inanış, düş, fedakarlık, hanet, şifa , isyan…
Okuduğum tüm kadın hikayelerinde o vardı.
Sappho olup cesaret aşılıyordu satırlarıma,
Piraye olup dokunuyordu fedakarlığıma,
İndira Gandhi olup birleştiriyordu sevgi ile dostlarımı
Latife Hanım olup kıskançlıkla acıtıyordu canımı,
Afife Jale olup cesaretle sıvazlıyordu ruhumu,
Yıldız Kenter olup saygı ile besliyordu aşkımı,
Işık Yenersu olup sakinliği sunuyordu ruhuma,
Amelia Earhart olup denizler aşıyordum korkusuzca.
Ama hep son sözü o söylüyordu kulağıma.
Yaşayacaklarına sınır koyma!
ŞAHMERAN'a ağıt bu tüm yaşayanlar, yaşananlar adına
Yine ,yeniden merhaba.