DİYALOG MÜZESİ

ÖZLEM ÜNEL İLE

195. DİYALOG
YAŞAM DENİZİNE KARIŞMAK

Güzel bir diyalog olmuş tebrik ederim yalnız sanat koleksiyonerliği konusunda naçizane fikrim, insanlar yanlış yönlendiriliyor. Bu memlekette gerçek sanat eserleri değerini bulamıyor. Şöyle ki; işler arz talep ilişkisiyle yürüyor, "piyasa işi" ucuz beğeniye yönelik işler pompalanıyor, isimleştiriliyor, "üreten" den durmadan üretmesi talep ediliyor.

Alıcının büyük kesimi bilinçsiz, sermayesi sonradan oluşmuş kesimler. Özellikle Türkiye'de resim sanatı geleneği de yok malesef. Kalıcı bir eserin üretilmesi için araştırma, birikim ve nihayet sentez yapılması gerekiyor. Bunun için zaman lazım. Pek çok tanıdığım kıymetli arkadaşım geçim derdi yüzünden resim yapmaya devam edemedi. İntihar edenler dahi olmuş, sanayide yaşayan olmuş. Hal böyleyken sanat eserine yatırım yapmak çok da iyimser bir bakış açısı olur zira kaygan bir zemin üzerindeyiz.

Bu durumda sanat takibi, etkinlikler, piyasa v.b. kavramlar çıkıyor sanırsam. Bu konulardaki düşünceleriniz nedir?

İşini iyi yapanlar mutlaka var ama gittiğim sergiler genellikle beni tatmin etmiyor. Bazen hiç bilmediğim genç yeteneklerin sergisi beni çok daha fazla etkiliyor. Uzun zamandır da sergi takibini bıraktım ancak arkadaşlarımın sergisine gidiyorum. Şöyle gönül istiyor ki; bir sergiye gideyim, ne orada bulunanları göreyim, ne de muhabbet peşinde koşayım, olduğum yere çakılayım ressamın özel dünyası iliklerime işlesin, beni içine alsın, o dünyada kaybolayım.
Bir de "facebook" enteresan bir kapı, burada iyi ressamlar buluyorum.

Ne tür eserler daha çok ilginizi çeker, birebir ilişkileri önemser misiniz?

Ben daha çok coşkulu - lirik, insanı merkeze alan, insan üzerinde yoğun etki bırakan, güçlü işleri beğeniyorum. Ama sadece duygu değil o duyguyu iyi bir atmosfer içinde oluşturmak da önemli. Bu atmosferse güçlü bir kurgu, iyi kurulmuş form ilişkileri uyumlu renkler, aynı zamanda iyi figür yorumlarını içinde barındırmalı. İyi resim koltuk takımlarını destekleyecek bir malzeme değildir.

Merly Streep ilginiz de gözümden kaçmadı bu arada. Sizce onu bir numara yapan nedir ve "Mağaradan Çıkmaya Çalışan Kadın" mıdır bu eser?

Merly Streep hayranıyım. Çok güçlü bir oyuncu, kesinlikle dahi bir kadın. Kendine sürüklüyor seyredeni.

Resimlerime gelince genelde doğaçlama başlıyor sonra bilinçaltı olaylar kafamın içinde görünür oluyor. Yine de -tabii ki, son sözü yapıt söylüyor: "Buraya şu formu ekle, şuraya az daha mavi" gibi. Temelde enerji ve dönüşüm halindeki gelip geçiciliği vurguluyorum. Ellerimden birşeyler kayıyor tutamıyorum. O büyük denize yani yaşam denizine karışıyorum.

Bu tür çalışmak daha kolay mıdır, izleyiciyi nasıl ikna edersiniz?

Öncelikle kendimi ikna etmek zorundayım. Ben ikna olduktan sonra izleyici zaten beğenir. Bu da izleyiciyi ikna etmekten daha zordur. Bu tür çalışmak kolay değil çünkü tamamen sezgisel gelişiyor resim. Önceden ne olacağını kestiremiyorsun. Resim yaparken çok nadir çıkış alırım. Genellikle de hayalden çalışıyorum. Sanki o noktada ben sadece bir aracı konumundayım, -Ruhumla plastik malzeme arasında. Resmi kafamda oluştursam da sonucu tam olarak kestiremiyorum. Tehlikeli bir durum ya batıyorum ya da çıkıyorum. Yani riskli.

Tanıtımlarınızı daha çok hangi yöntemle yaparsınız?

Bence bu galericinin işi olmalı. Sanatçı yaratıcılığı ile işin prezentasyonu ayrı kulvarlar. Sergiler mutlaka hala en iyi tanıtım yolu. "Sosyal Medyada" tanıtım için önemli bir güç. İnsan, arkası olmasa da "hey bakın ben buradayım, bunları yapıyorum, hodri meydan" diyebiliyor.

Ressamların da oyuncular gibi ajansları olmalı mıdır?

Resim yapmak kollektif bir iş değil ki okeye dördüncü aranıyor gibi bir tutumla tablo yollasınlar sağa sola. Belirli bir konsept çerçevesinde ortak sergiler açılıyor zaten. Ressam aklına yatan resmini gönderebilir.

Daha düzenli ve türüne göre eserlerin organize edilebilmesi dolayısıyla eserlerin daha da değerlenmesi için önerileriniz nelerdir?

Bir kere sanat galericisi olmanın belirli kriterleri olsun; eline her para geçen, canı sıkılan zengin kadın galeri açıyor. Gerçi sanat danışmanları oluyor bir kısmının ama yeterli değil. Sanatçı olmak zor iş, ömür istiyor. Sen bu riski göze almışken karşında da sağlam duran, doğru değerlendirme yapan bir sistem olsun istiyorsun. Bu da bu işe bulaşan insanların çok donanımlı, birikimli, iyi bir sanat eğitimi almasını gerektiriyor.
Neyin neden yapıldığını anlayan, farklılığı - gücü görebilen eleştirmenler, sanat tarihçileri galericiler hayalim. Bu arada ressam dayanışması da önemli. Genelde bu camiada yetenekli çocuklar dışlanıyor.

Dışlanmaları engellemek, sahip çıkabilmek için neler yapılmalı, mevcut söz sahipleri egolarından vazgeçebilecek veya dönüşebilecekler mi,
Zorlanmalılar mı?

Maalesef tanrı birine güç diğerlerine de dayanak veriyor. Herkes birbirine benzeyeni bulur. Yalnız kalan da biricikliğiyle tek başına savaşıyor. Onun için sıradanlaşmanın ve kalabalığa karışmanın tek yolu ise zamanla yalnızlığının içine alabileceği kitleler.
Bu bir dâhinin ödülüdür.

Dâhileri farklı kılanın yalnızlıklarının coşkusu olabilir mi? Yani karışıp gitmiş olsalardı dâhi olabilirler miydi?

Çok dahi filmi izledim. Yeryüzünde hiçbir canlı yalnızlıkla başedemez. Hepsi kendine özgü yollarla tanrısal olanın yani büyük resmin peşindeydi. Bunu yaparken varlığın dışarıda olması gerekiyordu. Bu da bir nevi ölümdü. Sonsuza dek yaşamak için kendi yaşamlarına dışarıdan baktılar. Bir nevi tanrılık mertebesine ulaşmak gibi. Buradan da "tanrı yalnız mı?" sorusunu soruyor insan "cevap değil biz varız". Dahiler içinde bu böyle, onların dünyalarının içinde yaşayan insanlar var.

Öyle bir an olmalı ki "kendilerinin farkına vardıkları", bunu da kalabalık içindeyken farkedebileceklerini düşünmüyorum. Hatta derin ve uzun bir yalnızlık yaşamış olmalılar?

Tabi ki öyle, derin bir yalnızlık içinde enerjilerinin son damlalarına kadar içlerinde varolan ateşi kustular. Bu bir dahi için rüya görmek gibi bir şey sanırım. Üretmeselerdi akıl hastası olurlardı.

Teşekkür ediyorum. Katkı verdiniz. Sanat dolu, coşkun, kazançlı günler dileklerimle.

Ben teşekkür ederim, iyi çalışmalar, oldukça derin bir muhabbet oldu
. (Gülümseme)

İyi ki varsınız.

 
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol